• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ihkav
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05558782155
  • https://twitter.com/ebibsa
  • https://www.youtube.com/user/ebibsa
Hava Durumu
EBR Medya & Ajans

ebr logo

Koloni Youtube
İkinci ticari uydu
Üyelik Girişi
Haberler
Site Haritası
Takvim

Prof.Dr. Sedat Kadanalı'dan Bir Hayat Dersi

İstanbul’da, Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek üzerine özel kliniğinde çalışmalar yapan Prof.Dr. Sedat Kadanalı, sosyal medya hesabından ‘Hayat Dersi’ niteliğinde bir paylaşımda bulundu.

Bir anısını yazan Kadanalı, yazısının sonunda, Hekimlik mesleğinin önemini ve görevini iyi yapmanın insana kazandıracağı en güzel kazanımı çok özel bir şekilde ve önemle vurgulamaktadır.  

 BEN YAŞADIKÇA AYAĞINIZ TAŞA DEĞMEZ

Ürolojiden bir hoca telefonla arayarak bir hastası olduğunu ve çeşitli tedavilerine rağmen idrar kaçırmasının düzelmediğini birde benim bakmamı istediğini söyledi. Ardından 65-70 yaşlarında bir teyze geldi, ne sorunun var diye sordum:

“Doktor bey, ben az önce bevliyeden .... doktor beyin size telefon açtığı hastayım, o size durumu anlatmıştı” dedi. İdrar kaçırma utanılacak bir durum olarak görüldüğünden hastalarımız bu konuyu pek söylemezler veya ayrıntılı konuşmak istemezler.

Ben eğer bana şikâyetini baştan anlatmaz ise ve kendim muayene etmezsem faydalı olamayacağımı izah ettim. Teyze beni işgüzar görerek, birazda kızgın bir şekilde anamnez verdi.

Otuz yıldan beri idrar kaçırdığını, bunun zorlu bir doğumdan sonra olduğunu ve o günden beri sürekli bebek gibi bezlendiğini anlattı. Anamnezden hemen sizler gibi tanıyı düşündüm ; “vesikovaginal fistül”.

Teyzeye sordum:

- 30 yıldır hiç doktora gitmedin mi?

- Doktor bey 30 yıldır gezmediğim yer kalmadı, bu dert çaresiz

Tıbbın çok yorduğu teyzenin tavırlarından benden de pek ümidi olmadığını anlıyordum, sende bak bir şeyler yaz yine gideyim havasında idi. Muayene edeceğim deyince ne gerek var, bütün doktorlar baktılar zaten dedi. Kendi muayene etmediğim, değerlendirmediğim hastalara faydalı olamayacağımı anlattım.

Muayene etmeme de zorla razı oldu, muayenede vesikovaginal fistül düşündüğüm için spekulumu yan çevirdiğimde vajen önduvarında yaklaşık 1 cm lik koskocaman fistül görünüyordu, inanamadım.

Hastaya durumu anlattım ve ameliyat için planlama yaptım.

Öğle yemeğinde karşılaştığım ürolojinin hocası hastayı sordu “vesikovajinal fistül” olduğunu söyledim, şaşırarak hastayı geri istedi. “Olmaz, kendi ellerinle hastayı bana teslim ettin, ameliyatını ben yapacağım” dedim.

Vesikovajinal fistül ameliyatı kolay bir ameliyat, ancak 30 yıllık bir vaka olduğu için bir de Martius flap takviyesi yaparak ameliyatı bitirdim. Bu esnada ürolojiden gelip ameliyatı izlediler, çünkü ürologlar fistüle vajinal yaklaşmıyorlardı.

Ancak ameliyattan sonra içim hiç rahat değildi, çünkü mesane 30 yıldır hiç gerilmemiş ve dolu kapasitesine hiç ulaşmamıştı, idrar mesanede birikmeden sürekli dışarı akıyordu. Eğer mesane daralmış, yarım bardak suyu dahi içinde biriktiremiyor ise ameliyattan sonra hasta daha kötü olabilir, sürekli tuvalete gitmesi veya sondalı gezmesi gerekebilirdi.

Acaba mesane 30 yıl sonra eski kapasitesine ulaşır adapte olur muydu? Bu sorunu cevabı için literatürde bilgi yoktu, çünkü literatürde 30 yıllık böyle bir ihmal yoktu. Ameliyattan 10 gün sonra sondayı çektik ve heyecanla mesane eski kapasitesine ulaşacak mı diye beklemeye başladık. Korktuğumuz olmadı ve mesane çalıştı, idrar biriktirdi ve hasta artık idrar açısından kontinent hale gelmişti.

Ancak yaşlı teyzemiz şüpheli gözlerle bana bakıyordu, 30 yıllık çözülemeyen dert nasıl hemen çözüldü, iş tamam mı, tekrar kaçıracak mıyım, dur bakalım gibi endişe ile taburcu oldu.

Hastayı taburcu ettikten 1.5 ay sonra kontrole çağırdık. Hasta polikliniğe kontrole geldiğinde ameliyattaydım ve asistan arkadaşlar bana hastanın gayet iyi olduğunu telefonda aktardılar ben de hastanın tedavisinin bitiğini artık gidebileceğini söyledim.

Yoğun bir gün idi, ameliyatlardan biraz geç çıktığımda odamın önü sabırsızlanan hastalarımla dolmuştu, odama girerken teyze heyecanla doktor bey ben geldim, çok iyiyim, beni bir dinleyin dedi. Ben durumdan haberdar olduğumu, sorunun hal olduğunu gidebileceğini söyledim, ama kendisi ne olur beni dinleyin, beni çok büyük bir dertten kurtardınız ne olur beni bir dinleyin, sabahtan beri bu derdi söylemek için sizi bekliyorum, diye ısrar etti.

Hastayı kırmamak için biraz dinleyeyim dedim, teyzem çabuk anlat bak hastalar bekliyor dedim. İyi ki dinlemişim hayatımın derslerinden birini daha almış oldum.

-Doktor bey benim hali vaktim yerindedir ancak ben tek gözlü bir evde yalnız başıma yaşarım, çünkü üzerime sinmiş idrar kokusu insanları rahatsız ediyor, bu yüzden kendimi insanlardan uzak tutuyordum.

Torunlarım var, ama onları koklayıp sevemem, gelinlerim bana sidikli diyorlar imiş, torunlarımı uzaktan seviyorum, gözümün önünde ama kokularına hasrettim, yıllarca yavrularımı bir bağrıma basamadım.

Kadınların çok sevdiği ev gezmelerine ben gidemem çünkü idrarımın kokusundan komşular rahatsız olurlar.

Müftüye sordum namazım olur mu diye “olur, sen kıl” dedi ama bence olmuyor idi çünkü abdestim yok ki namazım olsun. Her türlü maddi imkânım var ama sürekli idrarım aktığı için Hacc’a gidemedim.

Doktor bey bu sebepten kışın 3 gün evde aç kaldığımı bilirim. Neden diye sorabildim; çünkü ekmek almak için dışarı çıktığımda -20 -30 derecelerde soğuktan bezim donuyor hasta oluyordum bende çok soğuklarda dışarı çıkmazdım, aç beklerdim.

Size son olarak şunu söyleyeceğim “30 yıl sonra yeniden yaşamaya başladım, yeniden doğdum, torunlarımı seveceğim, onları her gün bağrıma basacağım, ev gezmelerine gideceğim, ibadetimi yapacağım, yani ev hapsim bitti, artık yaşayacağım !!!”

Ve şunu bilin ki hocam:

“Ben yaşadığım sürece ayağınız taşa değmez”

Bu anımı her stajyer grubuna anlatırken sonunda hep boğazım düğümlenir, gözlerim buğulanır.

İşte hekimlik bu, birisine çok parada verseniz de hayat boyu kendinize bu kadar dua ettiremezsiniz, etse de bu kadar içten dua etmez. Bu yüce mesleği hakkıyla yaparsanız, paradan çok daha fazla şeyler kazanırsınız, insanların yeniden yaşamaya başlamalarından alacağınız hazzı başka hiçbir yerde bulamazsınız, hekimliğin gerçek kazancı budur.

Hekim olduğum ve hastalara faydalı olabildiğim için, bu kadar insan arasından insanlara şifa verme şansını bana verdiği için Allah’a sonsuz şükrediyorum.

 

1054 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.246335.3876
Euro36.250836.3961
Saat