Nöbet ekibimiz süperdi. Acilimizin bütün sorunlarını çözen Sorumlu Hemşiresi Işıl Hanım, bu gece Supervizör Hemşire yani bu gecede Hastane sorumlusu olarak çalışmakta. İsmi gibi, Acilimizin hatta hastanemizin ışıl ışıl olmasını sağladı ve nöbetimiz iyi çok çok iyi geçti.

Güvenlik görevlisi Saliha Hanımda burada, ne güzel, her zaman görevini büyük bir ciddiyetle yapan ve insanlara gerçekten insancıl davranan çok iyi bir insan, çok zarif bir hanımefendi.

Danışmada Sevda Hanımı görünce sevincimiz ve moralimiz bir kat daha yükseldi. Pozitif, pratik ve analitik yeteneklere sahip Sevda Hanımın danışmada olması, acilin en önemli birimlerinden olan müracaat alanında herhangi bir sorun ve sıkıntının yaşanmayacağına dair kesin bir garantiydi.

Ve ve ve, yanımda kimlerin olduğunu biliyor musunuz? Tabi ki, bildiniz, Acilimizin başrol kahramanlarından Ayşegül Hemşire Hanım ve Ezelettin bey. En yoğun ortamlarda bile soğukkanlı olmayı becerebilen Ayşegül Hanımın yüzünü maske gölgelese bile gözlerindeki, içten ve samimi tebessümü fark etmişsinizdir. İşte gözlerinden yansıyan bu samimi gülücükle, en zor zamanlarda bile arkadaşlarına moral ve güç vermektedir.

Akşamın ilerleyen saatlerinde, birkaç vatandaş girdiler acilden içeri. Onlarda, yüzlerinde bir güzellik yapmanın sevinç ve tebessümüyle ellerindeki paketleri hastane çalışanlarına ve hasta yakınlarına dağıtmaktaydılar. Bizde aldık bir paket ve karşılığında da biz poz verdik, fotoğraf çekimi için. Büyükşehir Belediyesi, kandil simidi ikramını acilimize kadar ulaştırmıştı. Daha yeni fırından çıkmışçasına sıcacık çıtır çıtır kandil simitleri de nöbetimize bir tat katmış oldu. Büyük Şehir Belediyesine şükranlarımızı sunuyoruz.  

Recep Kardeşimizde almış, Büyükşehir Belediyesinden gelmiş olan kandil ikramiyesini! Oldukça mutlu görünmekte. İşte bu arkadaş ve bununla beraber onlarca arkadaşımız daha var, Acilin görünmeyen kahramanları!

Bizim Hastanenin, belki de 50 yıla yakın tarihi bir geçmişi vardır. Kocamanda bir bahçesi bulunmakta olan Hastanemizin, bu bahçesi bana göre ağaç ve bitki çeşitliliğiyle, bakımsız bir botanik bahçe durumundadır.

Hastanemiz İdaresi, bahçenin temizlik ve düzeniyle her ne kadar ilgilense de, Hastanemizin, birinci derece vazifesi vatandaşlarımıza en kaliteli sağlık hizmeti sunmaktır. Dolayısıyla bahçe ile ciddi manada ilgilenecek personel temini Hastanemiz Yönetimi için çok zor bir konudur. Bu yönde, Belediyelerimizin bahçenin düzenlenmesi ve buradaki ağaç ve bitki çeşitliliği hakkında bir çalışma yapmalarını talep etmekteyiz.

Yemekhaneye gidip gelirken hemen önünden geçtiğimiz Salkım Söğüt Ağacı hep ilgimi çekmiştir ve fotoğrafını çekmeye çok heveslenmişimdir. Ancak hemen altında park etmiş araçlar olduğundan bu hevesim maalesef hep kursağımda kalmıştı. İşte bu akşam yemeğe giderken, Salkım Söğüt’ün altını boş görünce hemen alelacele bir fotoğraf çektirdik. Bu arada, artık klasikleşen o muhteşem türkü geldi dilimizin ucuna,

Bir şafaktan bir şafağa
Bir akşamdan bir akşama
Merhaba demeden daha
Bu gitmeler gitmek değil

Eğil salkım söğüt eğil
Bu benimki sevda değil
Eğil yağmur rüzgar eğil
Bu benimki sevda değil

Eğil dalga bükül demir
Güzelliğin gerçek değil
Pencerem kör kapım kitli
Bu bendeki seyir değil

Eğil salkım söğüt eğil
Bu benimki sevda değil
Eğil yağmur rüzgar eğil
Bu benimki sevda değil

Çok şükür, kazasız belasız tamamladık nöbetimizi ve çıktık hastaneden. Sorunsuz geçen bir nöbetin rahatlığıyla Bursa çarşılarına geldiğimizde bizi hayli sevindiren bir sürprizle bu günümüz de ışıklandı ve çok çok güzelleşti.

Bursa Ukrayna Kültür Sanat ve Turizm Etkinlikleri Derneği Kurucularından, Gazeteci-Yazar İrina Avgan Hanımefendiyle karşılaştık. Güzelliğiyle ışıklar saçan İrina Hanımla kısa bir sohbet etme imkanımız oldu ve birde kendi telefonlarıyla, arka fonda Sümbül Konağı yer alan bir fotoğraflarını çekmemize müsaade ettiler.

İrina Hanım, resmi adı covit 19 olan, Koronalı günlerle ilgili görüşlerini sorduğumuz soruya, “Tedbir var, panik yok, rahat olun” dedi ve ekledi, “Edindiğimiz bilgilere göre bu hastalığın en tehlikeli özelliğinin bulaşıcılık oranının yaygın olmasıdır. Fakat bu tedavi edilemeyecek bir hastalık değildir. Hastanelerimiz çok şükür açık, doktorlarımız ve diğer sağlık çalışanları görevlerinin başında.

Bir süre sonra bu panik ve korku havasının dağılacağına ve hayatın normalleşeceğine inanıyorum. Bana göre hastalığın etkisinden çok, oluşan panik ve korku havası insanları daha fazla rahatsız etmekte ve bu hastalığa yakalananlardan çok psikolojik rahatsızlıklar oluşmaktadır insanlarda. Dolayısıyla tedbirli olmalıyız, sadece bugün koronaya karşı değil her zaman tedbirli olmalıyız fakat panik ve korkuyu kafamızdan silmeliyiz” dedi.  

Aslında Bursa’dan da birkaç kare fotoğraf paylaşıp ve birkaç da laf edecektim fotoğraflarla ilgili. Fakat eve döndüğümde günün en özel ve güzel bir sürpriziyle karşılaştım. Aslında benim doğum günüm 5 Nisandır. Dolayısıyla hareketli ve geveze oluşumdan şikâyetçi olanlara şöyle cevap veririm;

Ben bahar aşığıyım
baharda doğdum
bahar gibi deli dolu
coşkulu yaşarım...   

Fakat facebook’a 1 Nisan olarak yazmışım. Sağ olsun dostlarımız da 1 Nisanda kutlayıp, güzel temennilerde bulundular.

Bugün eve geldiğimde de nöbetlerden dolayı pek sık görüşemediğim çocuklarım benim için bir sürpriz hazırlamışlardı. Doğum günümü kutlamak için hazırlıklar yapmışlar, pasta vs. şeyler hazırlamışlardı. Yüce Rabbim herkesin yuvasına, içinde bizim yuvamızda son nefesimize kadar huzur versin İnşallah.

Ve bugünlük son söz, selam ile, sağlıcakla kalınız.