‘Her şey bir fotoğrafla başladı’ cümlesiyle giriş yaptığımız, Yeryüzü Hikâyelerinin ilk bölümünde, Mikro Dünyanın Devleri Karıncalarla nasıl tanıştığımızı anlatmış ve aşağıdaki satırlarla da birinci bölümü sonlandırmıştık:

“Büyük bir merakla, bahsettiğim fotoğraf ve videoları bilgisayar ortamına aktardım. Birkaç fulü resimden sonra, işte o her şeyi, “Yeryüzü Hikâyelerini” başlatan fotoğraf açılıverdi ekranda ve Yeryüzü Hikâyelerinin en önemli karakteri hatta başrol oyuncusu olacak olan KIZIL HAN-KA ile göz göze geldik!

Biraz muzipçe ve merakla, müthişte bir özgüvenle, savunma-saldırı pozisyonu almış bir vaziyette bakıyordu bana!”

Bu fotoğraftan sonra artık tüm dikkatimle, ‘ ayakaltı,’ aslında böyle tanımlamak pek hoşuma gitmiyor ancak başka nasıl adlandıracağımı bilemediğimden mecburen bu tanımlamayı kullanacağım,  ayakaltı dediğimiz ‘yerin en yüzüne’ odaklandım.

Ve ‘yerin en yüzüyle’, ‘yer altının en üstü’ arasında, milyarlarca canlının yaşamlarını sürdükleri bir dünya keşfettim!

El âlem, yıllardır uzayın derinliklerinde, yeni dünyalar keşfetmenin peşindeyken, bendeniz ise, hemen ayak altında, en az yaşadığımız dünya kadar hareketli, renkli ve dopdolu, aslında belki birçok kimsenin haberdar olduğu ancak benim yeni fark edebildiğim bir alemi,  “Mikro Dünya”yı keşfetmenin keyfini yaşamaktayım şuan! 

Nasıl ki yaşadığımız Makro Dünyanın başrol oyuncuları insanoğluysa, yerin en yüzüyle, yer altının en üstü arasında, binlerce tür canlının yaşamını sürdürdüğü Mikro Dünyanın, yüzlerce milyarlık nüfuslarıyla en etkin sakinleri olan karıncalarda işte bu alemin başrol oyuncularıdır.

Şimdilerde artık fırsat buldukça sık sık yeni keşfettiğim Mikro Dünyaya kaçıyorum ve burada, öncelikle bu dünyanın en kalabalık, en çalışkan, en cesur, en acımasız, en sadık, en vefakâr ve de en bencil minik devleri karıncalarla iletişim kurmaya ve onları tanımaya çalışıyorum. Bunun içinde bir taraftan karıncaları doğal yaşam alanlarında izlerken bir yandan da internette ve farklı kaynaklarda, onlar hakkında araştırmalar yapmaktayım.

Yeryüzü Hikayeleri, sadece karıncalara yönelik bir çalışma değildir! Mikro Dünya diye adlandırdığımız, yerin yüzüyle, yer altının en üstü arasındaki alanda, karıncalarla beraber yüzlerce tür canlıda yaşamlarını sürdürmektedirler. Dolayısıyla izleyebildiğim kadarıyla onların hikayelerini de anlatmaya çalışacağım. Ancak yukarıda da söylediğim gibi Mikro Dünyanın en etkin türünün karıncalar olması sebebiyle ilk bölümlerde ağırlıklı olarak karıncaların hikayeleri yer alacaktır. Bundan dolayı da bölüm başlığını “Mikro Dünyanın Devleri Karıncaların Gizemli Dünyasından Notlar” olarak düşündük.  

Mikro Dünyanın Devleri Karıncalarla İlgili Hazırladığımız Onlarca Videolardan Kısa Bir Fragman 

Bu kısımla ilgili, doğal ortamlarda yüzlerce fotoğraf ve onlarca saatlik video çekimleri yaptım. Bursa’da, bu fotoğraflardan oluşacak bir sergi açmayı ve sergi esnasında da hazırlamış olduğum videolardan oluşan bir gösteri sunmayı planlıyorum.

Ayrıca karıncalar hakkında, bahsettiğim gibi internetten ve diğer kaynaklardan araştırmalarım sonucu toparlayabildiğim bilgilerin ve kendi gözlemlerimin de yer alacağı kitap, dergi veya broşür şeklinde bir doküman hazırlıkları da yapmaktayım.        

Yeryüzü Hikayeleri Projesinin amacına gelince; insanoğlunun, şimdilik biricik yaşam ortamı olan dünyamız, insanlarla beraber sayısını tam olarak bilemediğimiz, yüz binlerce tür canlıyı da barındırmaktadır. Mutlaka ki her canlının, dünyamız üzerinde yer almasının da bir sebebi hikmeti vardır.

Her geçen gün, yeryüzünde insan sayısı hızla artarken, diğer canlı türlerinde ise azalmalar olmaktadır! Buda, dünyanın dengesinin bozulmasına sebep olan çeşitli faktörleri tetiklemekte, bunların etkisiyle de yeryüzünde, felaketler, kuraklıklar, tedavisi mümkün olmayan hastalıklar ve sebepleri dahi tam olarak bilinemeyen büyük sorunlar çıkmaktadır!

Yeryüzünden en fazla faydalanan insanoğlu olmasına rağmen yeryüzünü en hoyratça kullanan ve yeryüzüne en büyük zararları verende yine insanoğludur! 

Dolayısıyla insanlık büyük bir vebal ve sorumluluk altındadır.

Yeryüzü Hikâyeleriyle, insanoğlunun dikkatini, ana yaşam kaynağı ve asıl yaşam merkezi olan ‘Yerin Yüzüne’ odaklandırmak arzusundayız!

Devam edecek..

İsmail Hakkı Kavurmacı