• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ihkav
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05558782155
  • https://twitter.com/ebibsa
  • https://www.youtube.com/user/ebibsa
Hava Durumu
EBR Medya & Ajans

ebr logo

Koloni Youtube
İkinci ticari uydu
Üyelik Girişi
Haberler
Site Haritası
Takvim

Mucize İstiyorum! (Bölüm-1)

İlaşçı Amca ben mucize istiyorum” dedi ve elbisesinin ön cebinde tuttuğu elini çıkarıp, sıkıca yumduğu avucunu açarak uzattı. Avucunda bozuk para vardı, minicik gözlerinde de, inciler misali damlacıklar;

Şehrin varoşlarında eczanesi olan bir arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Eczaneye girdiğimde,  arkadaşım, oldukça şık giyimli bir beyefendiyle sohbet ediyorlardı. Bana da oturmam için yer gösterdikten sonra arkadaşım beni yanındaki şahısla tanıştırdı. Beyefendi, Şehirdeki özel bir hastanenin de sahibi olan, ismini çok duyduğum meşhur bir doktordu.
 
Tanışma faslımızın bittiği sırada kapı açıldı ve altı-yedi yaşlarında küçücük, sevimli bir kız eczaneden içeri girdi. Çekingen bir tavırla yanımıza yaklaşarak, yüzünde, o yaştaki çocuklara has masumane bir ifadeyle ve ağlamaklı bir sesle, bir şey istediğini söyledi.Ancak hiç birimiz tam olarak ne istediğini anlayamamıştık. Eczacı arkadaşım, -Anlamadım güzel kız, ne istiyorsun, tekrar söyler misin” dedi. Küçük kız,
 
-İlaşçı Amca ben mucize istiyorum” dedi ve elbisesinin ön cebinde tuttuğu elini çıkarıp, sıkıca yumduğu avucunu açarak uzattı. Avucunda bozuk para vardı, minicik gözlerinde de, inciler misali damlacıklar;
 
-Bak amca paramda var, bana mucize verir misin, dedi! Hepimiz, minik kızın, bin bir gece masallarından yeryüzüne inmiş bir peri kızı saflığındaki, sevimli bir o kadarda kederli halinden etkilenmiş ve sıra dışı isteği karşısında da büyük bir şaşkınlık yaşamaktaydık!
 
 
Kendisini ilk toparlayan doktor oldu. Uzanıp kızın minnacık elini tutarak, sevgi ve şefkatle,
 
-Söyle bakayım küçükhanım, ne yapacaksın sen mucizeyi, diye sordu.
 
Küçük kız, ufacık eliyle, gözlerinden yanaklarına süzülen yaşları silerken cevap verdi;
 
-Benim kardeşim çok hasta, babam dedi ki onun iyileşmesi için mucize lazımmış, bende mucize almaya geldim!
 
Minik kızın; yaşını-başını aşan üzüntüsü ve söyledikleri-istediği, o an, eczanede, deyim yerindeyse çok şiddetli duygusal travmalar oluşturmaktaydı. Doktorun,
-Yavrum sen buraya yalnız mı geldin, sorusuna, Küçük Kız, mahcup bir ifadeyle evet anlamında başını sallayarak cevap verdi. Doktor,
-Peki, eviniz nerede, diye sorunca da, Kız, parmağıyla dışarıyı işaret ederek,
-Orada, dedi. Doktor,
-Hadi yavrum, beni evinize götür, ben doktorum, kardeşini bir göreyim belki bir mucize de bulabiliriz diyerek, kızın elinden tutup, beraberce eczaneden çıktılar ve kızın gösterdiği yöne doğru ilerlediler.  
 


İki çocuklu yoksul bir aile; çocukların ikincisi, kızın küçüğü uzun süredir hastaydı. Son bir yıldır, ailece günlerinin çoğu hastanelerde geçmesine rağmen, çocuğun hastalığı daha da kötüye gitmekteydi. En son, epey bir zaman yatarak tedavi gördükleri hastaneden, doktorlar, “artık bizim yapabileceğimiz bir şey kalmadı, bundan böyle çocuğun yurtdışında veya büyükşehirdeki üniversite hastanesinde tedavi görmesi gerekmektedir” diyerek taburcu etmeleriyle ayrıldılar.

Büyük bir üzüntü ve çaresizlik içerisinde kıvranan anne-baba, hasta çocuklarının başında oturmuş dertleşirken, baba; “paramız yok, yardım edecek kimsemizde yok, elimizden hiçbir şey gelmiyor, bırak yurt dışını götürmeyi, büyük şehre gitmeye orada aylarca sürecek tedaviler için bile imkânımız yok” dedi. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüş anne, “peki ne olacak yavrumuzun hali, hiçbir şey yapmadan gözümüzün önünde eriyip gitmesini mi izleyeceğiz,” diyerek sızlanmaktaydı. Baba, çaresizliğin verdiği üzüntüyle, “Ne yapacağımızı bilmiyorum, yavrumuz için bize bir ‘mucize lazım’,” dedi.

Bu sırada anne ve babasının konuşmalarını izleyen küçük kız hemen kalktı, hastanede bir amcanın kendine çikolata alırsın diye verdiği bozuk parayı sakladığı yerden aldı ve sessizce evden çıkıp, evlerinin yakınındaki eczaneye gitti…  

Evet, küçük kız mucizeyi bulmuş, evine de getirmişti! Zengin doktor kardeşinin tedavisi için gereken her şeyi yaptı. Küçük kızın yaşamı boyunca tüm eğitimini üstlendi ve anne-babaya da hastanesinde iş verdi.  

Bu hikâyeyi yıllar önce bir yerlerden mi okudum, yoksa birinden mi dinledim, hatırlamıyorum. Ancak çok sıkışıp, çaresizlikler yaşadığımda veya öyle durumda olan birilerini gördüğümde hep bu hikâye gelir aklıma ve bir umut kıvılcımı parlar yüreğimde. Benim aklımdan geçtiği gibi bu hikâyeyi okuyan birçok insanında mutlaka aklından geçmiştir; “keşke çaresizlikler, zorluklar ve sıkıntılar yaşadığımız zamanlarda, bize de mucizeler sunan bir doktor, bir Hızır yetişse imdadımıza,” diye.

Hikâyeyi anlattığım ve bu düşüncelerimi de söylediğim bir arkadaşım, farklı bir açıdan bakmış olacak ki, hikâyeden, benim aklıma hiç gelmeyen, hayat dersi niteliğinde bir soru çıkardı; “Neden, keşke fırsatlar elime geçse de mucizeler sunan ben olsam diye düşünmeyiz?” dedi.

Arkadaşım, bu çarpıcı sorusunun ardından ilginç ve aydınlatıcı kısa bir menkıbe de anlattı: Bilge bir adam, yakın bir şehirdeki dostunu ziyarete etmek üzere onun yaşadığı şehre gitmiş. Dostu da kendisi gibi sevilen-sayılan bilge bir insan olmakla beraber çok hünerli bir demirci ustasıymış. Dostuna ait dükkânın bulunduğu çarşıya giden Bilge, her zaman demir-çelik sesleriyle çınlayan dükkânın kapalı olduğunu görünce hayli endişelenmiş ve “yoksa dostuma bir şey mi oldu” kaygısıyla dükkân komşularına yönelip, arkadaşını sormuş! Dostunun, kimseye bir açıklama da bulunmadan, ani bir kararla dükkânını kapatıp bir dergâhta inzivaya çekildiğini söylemişler!  
 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat