Bursa’nın en önemli unvanlarından biriside Müzeler Şehri olmasıdır. Zaten Kadim Bursa, yüzlerce yıllık geçmişleri olan ihtişamlı tarihi yapılarıyla ve ulu çınarlarıyla açık hava müzesi görünümündedir.
Şehirde, ilçelerinde ve hatta köylerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığına, Belediyelere ve özel kurumlara bağlı onlarca müze mevcuttur.
Bizde, en son Bursa Bıçak Müzesini ziyaret ettik. Bursa’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden birisi olan Bıçak Müzesi Şehrin en merkezi konumunda yer almaktadır.
(Maalesef bu güzelim Müze şimdi yok! Ziyaretçi sayısı az olması sebebiyle Müze binası şimdilerde bir Dernek merkezi olarak kullanılmaktdır. Müzede sergilenen eserler ise, Bursa'daki diğer müzelerede sergilenmekteymiş.)
Bursa Kent Müzesi’nin güneyinde, Tarihi Valilik binasına 100 metre mesafedeki iki eski konağı restore ederek ilk günkü orijinal hallerine dönüştüren Büyükşehir Belediyesi, bu iki binayı Bursa Bıçak Müzesi olarak kente kazandırmıştır.
Müzenin tanıtım broşürünün kapağında şu ibare yer almaktadır; “Bursa Bıçağı, Şehrinin 700 Yıllık Efsanevi Mirası.”
Kentin en önemli el sanatlarından olan bıçakçılık, tarihçesinden yapılışına kadar tüm yönleriyle müzede gelecek kuşaklara aktarılıyor. Yerli ve yabancı turistleri adeta bıçakçılığın tarihine bir yolculuğa çıkarıyor. Geniş bir avluya sahip müzede bahçe duvarlarında sergilenen eserlerle açık hava müzesi hissi yaşatılırken; eski ve yeni binada bıçağın tarihi, Bursa bıçağının gelişim süreci ziyaretçilerin izlenimine sunuluyor.
Bahçede yer alan dükkânlarda da, hediyelik Bursa bıçağının en güzel örneklerinin satışı yapılıyor.
Bursa’da çıkarılan M.Ö. 6000’lere dayanan Obsidyen’den (Volkan camı) üretilmiş bıçak, müzede en dikkat çeken objeler arasında yer almaktadır.
Türklüğün Milli Sanatı
Altay coğrafyasında M.Ö. 7000'lere uzanan Türklerin demiri işleyen serüvenin detaylarının yanı sıra ilk ortaya çıkışı buradan da bütün dünyaya yayılışı müzede kronolojik bir sıralamayla aktarılıyor. Demire olan bağını, dilden dile aktarılarak günümüze kadar ulaşan Türklerin türeyiş destanı Ergenekon’da müzede estetik bir biçimde anlatılıyor.
Bursa'nın Fethi ile Yaşıt 'Bursa Bıçağı'
Kendinden önceki Türk devletlerinde olduğu gibi Osmanlı’nın da bu geleneği sürdürmesi müzede önemli yer tutuyor. Bu önemin geniş yer alması kentin ismi ile anılan ‘Bursa Bıçağı’nın etkisi yadsınamaz bir gerçek. 1326 yılındaki fetih ile Bursa, sadece Osmanlı’nın başkenti olmakla kalmamış aynı zamanda demir işlemeciliğinin de başkenti olmuştur.
Bursalı mahir ustaların ellerinden çıkan bıçaklar, kamalar, kılıçların namı sınırları aşarak bugün hala daha anılmaktadır. Her türlü bıçak çeşitleri ve kılıçları ile Osmanlı ordusunun silah ihtiyacını karşılamakla kalmayan Bursalı bıçak ustaları; Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’nda da Türk ordusuna kılıç ve kama ihtiyaçlarını karşılayarak her daim vatanseverlikleriyle dikkat çekmişlerdir. Derin araştırmaların sonucu ulaşılan, ustaların belgeleri, eserleri ve resimleri de müzede yer almaktadır.
700 Yıllık Bursa Bıçağının 150' ye yakın çeşidi bulunmaktadır.
700 yıllık süreçte birbirinden farklı nitelikleriyle 150 yakın çeşidi olduğu bilinen Bursa bıçağının en değerli örnekleri müzede sergileniyor. Kendine has özellikleriyle dikkat çeken Bursa bıçağının sap malzemesi ve işlemesinde, namlu süslemelerinde, hatta Türk kılıcı özellikleri taşıyan bazı bıçak türlerinin tipolojilerinde Bursa’ya özgü, oluşturulmuştur.
Malzemenin sağlıklı oluşu, şık görüntüsü, kolay işlenmesi ve namluyla olan uyumu Bursa bıçakçılarının tercihlerinde önemli etken olmuştur. Müzede bal mumu heykellerle birebir şekilde geçmiş dönemdeki bıçak ustaların zanaatını ifade ettiği mekanlar da canlandırılmış. Hatta ana binanın üst katındaki başodasında Osmanlı’da ahilik teşkilatında ehliyet derecelerinden birinden diğerine geçiş olan ‘peştamal kuşatmak’ töreni de balmumu heykellerle en iyi şekilde tasvir edilmiş. Canlandırmalarla o dönemki havayı solumanız mümkündür.
Her usta, bıçağı üzerine adını yazar ya da simgesini kazırdı. Şeref levhası da denen bu işaretler bıçağın markasıdır.
Namludan Gelen Ustalık
Bursa bıçağının diğer bıçaklardan ayrıldığı ve markalaştığı kısmı namlusudur. Bursa bıçaklarında tüm maharet namluda saklıdır. Ustalık belgesi buradan alınır. Namlunun suyu, esnekliği, keskinliği ve kolay körleşmemesi, namlu ucu, yanak açılması, taşlama, işlevselliği ve sağlamlığı bu kısımda şekillenir. Bursa bıçaklarında en fazla kullanılan malzemeler; boynuz, kemik, maden, ağaç, plastiktir. Kın için ‘bıçağının şanıdır’ diyen Bursa’nın demirci ustaları, yaptıkları her kılıç, kama ve hançer için kın dikmeyi maharet saymış ve deriyi de demiri işler gibi işlemişler. Cam vitrinlerde sergilenen bıçak çeşitleri, kılıçlar, kamalar ve aksesuarlar zeminde de sergilenerek müzede farklı bir atmosfer yaratılmış.
ATATÜRK’ÜN REMZİ USTA’YA TEŞEKKÜR MEKTUBU
Dönemin ünlü bıçak ustalarından olan Remzi Sarıçetin ürettiği ve üzerine ismini işlediği Bursa bıçağını 1922’de Mustafa Kemal Atatürk’e, Ankara’ya göndermişti. Bu bıçak aynı zamanda Milli Mücadele’de Bursa olarak sizinleyiz mesajını taşıyordu. Atatürk’ün yazdığı bu mektup her kelimesiyle, her satırıyla Bursalı bıçakçıların onur nişanesi oldu. Remzi Usta’nın Atatürk ile olan karşılıklı mektuplaşması müzede unutulmayarak anı köşesi ile yeni binada yer verildiği görülüyor.
Birbirinden özel hediyelik el işçiliği yapımı, farklı tasarımlara süslemelere sahip bıçaklar ve kılıçlar Bursa Bıçak Müzesi’nde yer alan dükkanların stantlarında sergilenerek satışa sunulmuştur.
Ayrıca Müzede, dijital ortamdan isminize özel bıçak siparişi de verebilirsiniz!
Fotoğraflar ve Haber: İsmail Hakkı Kavurmacı
Adres: Hocalızade Mh. Rakım Sk. no:19 Osmangazi/Bursa
Telefon: 0224 224 49 12
Ziyaret Saatleri: 09:30-17:00