Hüseyin Ömer Başkanı, daha öncede birkaç defa ziyaret etmiştim.

Hüseyin Ömer Başkanın, bugün göstermiş olduğu ilgi ve daha önceki ziyaretlerimizde de göstermiş oldukları alakalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın, 1982 yılında Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olduğu dönemlerle ilgili anlattığı bir hatırasını hatırlattı bana.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, 1993 yılında Refah Partisi Isparta İl Kongresi'nde yaptığı konuşma izleyenlerin gözlerini yaşartmıştı. Sözlerine trafik kazasında vefat eden, Refah Partili ve aynı zamanda Ispartalı olan Abdülmecit Yücel'i anarak başlayan Cumhurbaşkanı, İstanbul İl Başkanlığı'nda yeni göreve başladığı dönemde Abdülmecit Yücel ile aralarında geçen bir olayı anlatıyordu:

“Sene 1985. İstanbul'da İl başkanlığı görevine getirildim. İstanbul'un 19 ilçesi vardı fakat kurulan parti teşkilatı sayısı 8 idi. Yoğun bir gayretle, 3 ay içerisinde 19 ilçenin tümünde teşkilatlarımızı kurduk. Her akşam 18 ile 22 arasında açık olacak diye karar aldık. Bu kararı il merkezinden telefonlarla sürekli kontrol ediyorduk. Bir akşam, nöbetler ne durumdadır diye il merkezine uğradım. Dediler ki, Şişli cevap vermiyor. Bunun üzerine nöbetçi arkadaşıma dedim ki, sen aramaya devam et, ben de bir arabaya atlayıp bakayım. Gittim ki, kapı açıldı. O zaman kapıda, ismen henüz tanımadığım, gözleri yaşlı bir kardeşimiz vardı. 'Niye ağlıyorsun?' diye sordum. 'Biraz kederlendim başkanım' dedi. 'Ya hu neyin var, belki ben yardımcı olabilirim' dedim, 'Biraz kederlendim başkanım, hiçbir derdim yok' dedi. 'Peki, telefona neden cevap vermiyordun' dedim, 'Başkanım bir işim vardı, onun için yarım saat geç açtım teşkilatı' dedi. İşte ağlayan ve bana ağlama gerekçesini açıklamayan bu kardeşimiz, Abdülmecit kardeşimizdi. Ertesi sabah ağlamasının gerekçesini öğrendim. Meğerse Abdülmecit kardeşimin refikası doğum esnasında şehit olmuş. O da yavrusunu yengesine teslim etmiş. Hanımını da hastanenin morguna indirmiş. Nöbetim var diyerek koşarak nöbete gelmiş. Değerli kardeşlerim, bu davanın mayasında Abdülmecitlerin bu imanı var.”

İl, ilçe teşkilatları partiler için çok önemlidir! Burada görev alanlar, ne kadar vefakâr, fedakâr ve alçakgönüllü olurlarsa, partide o derce halkın gönlünde ve gözünde değer kazanır ve yükselir. Eğer il ve ilçe teşkilatlarında görev alan yöneticiler hatta çalışanlarda yukarıda söylediğimiz özellikler yoksa genel başkanları ve merkez teşkilatı ne kadar çaba harcarlarsa harcasınlar, parti ya olduğu yerde sayar ya da dibe vurur kapanır!

Lafı daha fazla uzatmadan, sözün özüyle yazımı sonlandıracağım: Keşke bütün il ve ilçelerdeki Parti Teşkilatlarında görev alan yöneticiler ve çalışanlar, Hüseyin Ömer AYBAR Başkan kadar, alçakgönüllü, güler yüzlü ve kendilerine gelen vatandaşları, sabırla ve büyük bir ciddiyetle dinleyip, sorun, sıkıntı ve taleplerine yardımcı olmaya çalışsalar!