3 Eylül 2020 Perşembe. Sabah nöbet çıkışı kısa bir süreliğine Misi Köye uğradıktan sonra Çamlıca Parkına geldim. Bazen, çevremizdeki bazı insanların bazı hareketlerinden dolayı umutsuzluğa düştüğümüz oluyor, çok şükür ki, iyi, güzel insanlarla da karşılaşıyoruz ve yüreğimiz yeniden umutlarla kabarıyor.
Yukarıda da belirttiğim gibi sabah öncelikle Misi Köye uğradım ve sonra Çamlıca Parkına gelmek üzere, Büyükşehir Belediyesi adına çalışan, yarım bir otobüsle buradan ayrıldım. Otobüs şoförünün, güler yüzlü, yardım sever davranışları çok hoşuma gitti.
Sonra beni, Çamlıca Parkına en yakın bir durakta indirdi. Buradan Çamlıca Parkına gelmek üzere bir taksiye bindim. Ben bu taraflı bilmiyordum, genç taksi şoförü arkadaşın, en yakın yoldan beni Parka götürmek için arkadaşlarına en kısa yolu sorup bu yönde çaba sarf etmesi ise, sabahın daha ilk saatlerinde böylesine yardımsever, iyi insanlarla karşılaşmak bana büyük bir moral verdi.
İsimlerini sormadığım fakat fotoğraflarını çektiğim, otobüs ve taksi şoförü arkadaşlara en içten duygularla şükranlarımı sunuyorum.
Gittikçe bencilleşen ve yüreğimizde umutsuzluk duyguları oluşturan insanların çevremizi sardığı bu zamanda böylesine yardım sever, iyi insanlar varlığından dolayı sevindimr! Siz hep var olun ve hep böyle iyi insanlar olarak insanlık yaşamına değer katın!
Ve Çamlıca Parkına ulaştım. Bir ormandaymışım gibi his uyandıran, Büyükşehir Belediyesine ait bu parkta, ciğerlerimi dolduran hastanenin kirli havasını atarak, çamların altında tertemiz bir havayla ciğerlerimin bayram etmesini sağlamaktayım şuan.
Bu parkı çok seviyorum, çamların altında tertemiz bir havayı solumanın keyfini yaşamakla beraber, burada yazı ve fotoğraflarımla ilgili çalışmalar yapmak üzere ilham almaktayım.
Parkın bir bölümü Şirinler Köyü, her gidişimde Şirinler Köyüne'de mutlaka uğramaktayım.
Parkın girişinde Hacivat ve Karagöz karşıladı beni! Onların bir karelik fotoğraflarını çektikten sonra, çamların gölgesinde bir masaya oturup, düne ve bugüne ait fotoğrafları düzenleyip bu yazıyı hazırladım.