(Anadolu Ajansı 25 Ağustos 2012)
Erzurum Aşkale merkezli 2004 yılındaki depremin ardından kaldıkları çadırda çıkan yangında bir kardeşlerini kaybeden, kendileri de ağır yaralanan 2 kardeşten Şerife Köroğlu (21), Maltepe Üniversitesi psikoloji bölümünü burslu olarak kazandı.
Yangında kardeşi Sinem (12) ile birlikte vücudunun çeşitli bölümleri yanan Şerife, Kızılay ve hayırseverlerin desteğiyle hayata tutunuyor. Şerife Köroğlu, 2004 yılı mart ayında Erzurum Aşkale'de meydana gelen depremde evleri hasar gördüğü için çadırda kalmaya başladıklarını belirtti.
Bir çadıra 3 aileyle birlikte sığındıklarını ifade eden Köroğlu, “Yangın gece meydana geldi. Yangında hayatını kaybeden kardeşim Bedriye, gece ders çalışmak için mumu yakmış. Ders çalıştıktan sonra uyuya kalıyor ve mumu söndürmüyor. Önce defterler, kitaplar, ardından çadır alev almış. Annemi ve Sinem'i, kurtardım. Ailemi kurtarmak için kendimi alevlerin içine attığım sırada ağır yaralandım” dedi.
Köroğlu, 8 kardeş olduklarını, ancak yangında 11 yaşındaki kardeşi Bedriye'yi kaybettiğini dile getirdi. Olayın olduğu yıl Sinem'in 4 yaşında olduğunu, her yeri yanan Sinem'den doktorların umudunu kestiğini kaydeden abla Şerife Köroğlu, “Doktorlar, 'Sinem'in kurtulma şansı yok. Ümidini kes' demişlerdi. Her yeri sargılar içinde olan kardeşimi eve gönderdiler” dedi.
O dönem Erzurum'da olan TRT muhabiri Fatma Demir sayesinde İstanbul'ageldiklerini, Demir'in kendilerine yıllardır her konuda destek olduğunu anlatan Köroğlu, şöyle devam etti:
Fatma Demir
“Fatma Ablam olmasaydı, belki Sinem de hayatını kaybederdi. Çok acılar çektik. Kardeşimin ve benim tedavim ve ameliyatımız sürüyor. Cerrahpaşa'da 1,5 sene kaldık. Yanımızda kalan ailenin de bir kızı yaralandı. 8 yıldır İstanbul'dayız. Kızılay tarafından hastaneye yakın bir ev tutuldu. Burada kalıyoruz. İnsanlar elinden geldikçe yardım ediyor. Bu olay bütün hayatımızı etkiledi.”
KÜÇÜK KARDEŞ SİNEM’İN ÖYKÜSÜ
8 YILDA 10 AMELİYAT
Okulda çok başarılı bir öğrenci olduğunu ve ortaokulu teşekkür belgesiyle bitirdiğini ifade eden Köroğlu, yangından sonra yüzündeki yaralar ve çevresindekilerin rahatsız edici bakışlarından dolayı bir süre okula gidemediğini anlattı.
8 yılda 10 operasyon geçirdiğini belirten Köroğlu, kardeşinin ve kendisinin yüzündeki yanıklar nedeniyle okula başladığında çok büyük problemlerle karşılaştıklarını söyledi.
Köroğlu, “İlk zamanlar arkadaşları, öğretmenleri onu kabul etmek istemedi. Her adımla mücadele ettik. Bir gün Sinem okuldan ağlayarak geldi. Annem ve Fatma ablam öğretmen yanına gittik. Öğretmen 'Sinem'i istemediklerini, çünkü diğer öğrencilerin psikolojilerinin etkilendiğini söylediler. Sinem ağlayarak eve geldi. Doktorumuz, o öğretmenle ve öğrencilerle konuştuktan sonra kardeşimi kabul ettiler."
"HAYALLERİMİ GERÇEKLEŞTİRMEM İÇİN BİR FIRSAT"
Üniversiteyi kazanmasının kendisi için bir dönüm noktası olduğunu dile getiren Köroğlu, “Erzurum'da kalsaydım belki liseyi bile okuyamayacaktım. Çünkü ailem ve çevrem okuma karşıydı. Üniversiteyi kazanmak benim için anlatılmaz bir duygu. Hayallerimi gerçekleştirmem için bir fırsat. Çok istediğim bir şeydi psikoloji okumak. Allah'ta bana dileğimi gerçekleştirme fırsatı verdi. Her şey için şükür ediyorum” dedi.
Maltepe Üniversitesi psikoloji bölümünü yüzde 100 burslu kazanamasa ailesinin onu okutamayacağını anlatan Köroğlu, yaşadıklarından psikolojik olarak çok olumsuz etkilendiğini, belki de psikolojiyi okumasının bu anlamda büyük kazanım ve hayatla başa çıkması için yol gösterici olacağını kaydetti.
İngilizce hazırlıkla 5 yıllık lisans eğitiminden sonra yüksek lisans yapmayı planladığını söyleyen Köroğlu, ayrıca Erzurum'dan İstanbul'a gelişleri ve yaşadıklarıyla ilgili bir kitap yazdığını belirtti.
Köroğlu, aile olarak maddi anlamda sıkıntı çektiklerini söyleyerek, Köroğlu'nun “iyilik meleği” TRT muhabiri Fatma Demir ise Şerife'nin “Hayatta hep kötü şeyler olmuyor. Yeter ki yardıma muhtaç insanların yanında biri olsun, küçük bir yönlendirmeyle mucizeler ortaya çıkıyor. Hiç kimse yalnız değil bu hayatta. Trafik kazası veya yangın nedeniyle fiziki durumu olumsuz etkilenen insanlar, toplum içine çıkamıyor. Yani sadece engelliler değil, bu şekilde olan insanlar da toplumdan çekiniyor. Bu insanlara elimizi uzatmamız gerek” şeklinde konuştu.
İsmail Hakkı Kavurmacı