Günlerce gidip geldiğim İstanbul seyahatlerinin sonuncusu çok farklı oldu. Bunu nasıl tarif etsem; güzel, zevkli, heyecan verici.. Bence bunlar olmaz. En doğru tarif, çok faydalı oldu.
Gece Veysel Hocamın misafiri oldum. Hocamın bir evi var ki, sırlı, gizemli fakat huzur verici! Zaten Veysel Hocam ise, sır küpü! İnsanın aklından geçenleri okuyor ancak öylesine mütevazi ve öylesine sıcak gülümsüyor ki, O’nun karşısında kendinizi çok güvende ve huzurlu hissediyorsunuz. Misafirperliği ise, harika!
Aklına bir soru geliyor veya bir derdini söylemek geçiyor aklından, daha sen söylemeye başlamadan O, sorunun cevabın veriyor ve derdini anlatıp çaresini de söylüyor.
Veysel Hoca, emekli bir polis, Özel Hareketçi; bir elinin parmakları, Vatan topraklarına feda olmuş ancak Rabbim öyle yetenekler vermiş ki, parmaksız elini, parmakları olan insanlardan daha iyi kullanabilmektedir.
Veysel Hoca için, her ne kadar emekli özel hareketçi desek de O, her an göreve hazır, tam teşekkülü hazır kıta bir vaziyettedir!
Hocamın bir sözüyle hem cesaretlendim hem de sevindim. Hocam diyor ki; “bu Vatanın görünen resmi güvenlik güçleri kadar da görünmeyen gücü bulunmaktadır ve bunu da bu Ülkenin insanlarından çok Vatanımızın-Milletimizin düşmanları bilmektedirler! Dolayısıyla birçok kalleşçe oyunlar çevirseler, senaryolar hazırlayıp uygulamaya kalkışsalar da aslında gelişip, ilerlememizi yavaşlatmak için yıpratma taktikleri uygulamaktan başka bir şey değildir yaptıkları!
Hocam, mekanına Dergahı diyor, kapısı herkese açık. Polis muhabirliği de yapan Hocam, en büyük haz ve mutluluğu insanlara yardımcı olduğunda, onların bir sorunlarının çözümüne veya bir dertlerine deva olmaya vesile olduğunda yaşadığını belirtmektedir ki, böyle durumlara birkaç defa birebir şahit oldum.
Veysel Hocayı tebrik ediyor, yaptığı iyilik ve güzelliklerden dolayı da şükranlarımı sunuyorum ve İnşallah sağlıklı ve bugünkü gibi gücü kuvveti yerinde olarak uzun ömürler diliyorum.