Çeşitli vesilelerle sitemizde birkaç kez daha hakkında yazılar yayınladığımız Avukat Adnan Beyle, bu kez Avukat Beyin evinde buluştuk. Yine derin sohbetlerimiz oldu. Ancak Adnan Beyin, ‘insanı ters köşe eden’ veya ‘beyin yakan’ akla gelmeyecek bakış açılardan olayları değerlendirmesi karşısında diğer görüşmelerimizdeki gibi, travmaya benzer kafa karışıklığı yaşadık!
Sıra dışı insan olmak bana göre çok özel bir ayrıcalıktır! “Sıradışı İnsanlar” ve “Sıradışı Çalışanlar” başlıklı yazılarımda tanıdığım bazı özel insanlardan bahsetmiştim. Tanıdıklarım arasında belki de en sıra dışı insan, Av. Adnan Beydir!
Bana göre yaşamın anlamına ve tadına da ancak sıradışı insanlar tam olarak varabilirler..
Gerçek ve sürekli olan mutluluğa, huzura ve özgürlüğe ulaşmak istiyorsanız, aslında çok basit olan ama bir çok insanı endişelendirip korkutan bazı şeyleri cesaretle göze alıp “SIRADIŞI” insan olmanız gerekir..
Bir söz okumuştum, “ya cesur olup, kendi istediğin gibi yaşayacaksın ya da esareti seçip, başkalarının istediği gibi yaşayacaksın!”
O cesareti bir kere gösterip, kendi istediğin gibi özgürce yaşamaya başladığında artık çevrendekiler senin yaşamını istedikleri gibi yönlendirmeye kalkışamayacaklar, aksine onlar senin istediğin veya yönlendirdiğin gibi yaşamaya başlayacaklardır!
Adnan Bey, yukarıda bahsettiğim gibi özgür ruhlu ve özgür yaşayan bir insan olmakla beraber mesleğini de sıra dışı bir avukat olarak icra etmektedir. En dikkat çekici özelliklerinden birisi de kendine ait bir ofisi olmasına rağmen Avukat Adnan Bey ofisini sadece adres olarak kullanmakta müvekkilleriyle çok daha rahat ortamlarda görüşmektedir.
Sohbetimiz sırasında Ülkemizde terörle mücadele ile ilgili konu açılınca, Adnan Bey yerinden kalktı ve döndüğünde büyük bir şaşkınlık yaşadık. Çünkü biranda karşımızda üniformalarıyla tam tekmil bir asker gördük!
Avukat Adnan Bey, terör olaylarının en yoğun olduğu 1997 – 98 yılların da Diyarbakır, Kulp merkezli olmak üzere, Güneydoğu’da Teğmen rütbesiyle, Komando olarak askerlik görevini başarıyla ifa etmiş ve askeri kıyafetlerini de hala saklamaktadır.
Adnan Bey, “her Türk asker doğar” sözünün, “her Türk asker doğar ve ölünceye kadar da askerdir” olarak tamamlanması gerektiğini söyledi!