s
Çevre kirliliği yüzünden insanlara kızgın ve kırgın olan bir bilim adamı, Karıncalar üzerine araştırma yaparken, bir bölgede karıncaların normalden çok daha fazla iri olduğunu görüyor ve böylesine irileşmelerinin sebeplerini araştırıyor. Araştırmaları sonucunda bu bölgeye atılan kimyasal atık bir maddenin sebep olduğunu keşfediyor.
Bu durumu, egoizm diye bir ideoloji benimseyen ve tüm dünyaya egemen olmak isteyen EGOİSTAN Devletinin liderine anlatıyor. Diğer silahlara nispeten çok daha düşük bir maliyetle Dünyayı fethetmesini sağlayacak çok etkili bir yöntem geliştirebileceğini söylüyor!
EGOİSTAN Devlet Başkanı, bilim adamının anlattıklarından çok etkileniyor ve ivedilikle daha detaylı bilgiler hazırlayıp kendisine sunmasını istiyor!
Bilim adamı, kısa sürede karıncalar hakkında önemli bilgilerin yer aldığı bir rapor hazırlayarak Başkana sunuyor:
“Dünyanın en büyük karınca kolonisi, Güney Avrupa’yı, İspanya’nın Atlantik kıyısından Akdeniz’de İtalya’ya kadar olan bölgeyi kapsamakta ve milyarlarca karınca, milyonlarca yuva ve ağa sahip ve tek bir ‘halk’ olarak yaşamaktalar ve bu karıncaların kökeni Arjantin olduğundan, bunlar Arjantin karıncaları olarak adlandırılmaktadırlar!
Milyarlarca karınca tek bir ‘millet’ olarak yaşadığı için birbirlerini tanıyor ve aynı yuvadan olmasalar da birbirlerine aynı yuvanın elemanlarıymış gibi davranıyorlar. Diğer karıncaların aksine, bunların aralarında muazzam bir destek ve işbirliği saptandı.
Ayrıca Bilim adamları, kısa süre önce Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'daki büyük süper kolonilerin hepsinin aynı kimyasal profili paylaştığını, yani esasen karıncaların küresel bir süper kolonisi olduğunu keşfettiler.
Dünyada 7 milyar insan var. Bu oldukça yüksek bir rakam, ama karıncalarla kıyaslanacak kadar değil. Mevcut tahminler, gezegende yaklaşık 10 katrilyon karınca bulunduğunu iddia ediyor.
Böcekler arasında hız rekoru karıncalara aittir, Karıncalar saniyede 3 inç (7,62 cm) kadar hızlı koşabilen iyi koşuculardır. Bir insan karınca kadar hızlı koşabilseydi, saatte 34 mil (54,717696 km) koşabilirdi.
Karıncalar çok küçük ve biz çok büyüğüz! Ancak bilim adamları her insan için gezegende en az 1,5 milyon karınca olduğunu tahmin ediyorlar. Antarktika hariç her kıtada 12.000'in üzerinde karınca türü olduğu bilinmektedir. En çok Tropik bölgelerde yaşarlar karıncalar. Amazon yağmur ormanlarının tek bir dönümünün 3,5 milyon karınca barındırabildiği belirtilmektedir.
Amazon karıncalarının bazıları klonlama yoluyla çoğalmaya başlamıştır!
Karıncalar için zaman diye bir kavram yoktur. Gece, gündüz her an çalışabilirler. Görmek için gözlere de ihtiyaç duymadıkları için, kimyasal kokuları takip ederek zifiri karanlıkta bile rahatlıkla görevlerini yerine getirebilirler.
Tek bir karınca, vücut ağırlığının 10 - 50 katı kadar nesneyi taşıyabilir ve bu da karıncaları dünyanın boyutlarına göre en güçlü canlıları yapmaktadır!
Karıncalar, Yeryüzünün En Güçlü ve En Zeki Böcekleri Olarak bilinmektedir.
En Zeki Böcek Karınca!
Küçücük kafasında 250.000 beyin hücresi bulunduğundan, karıncanın en zeki böcek olduğuna inanılıyor!
Bir karıncanın beyninde yaklaşık 250 bin beyin hücresi bulunur. (Bir insanın beyninde 86 milyar beyin hücresi mevcuttur.)
Dolayısıyla, 34 bin karıncalı bir koloninin beyin hücresi toplamı, bir insanınkine denktir.
Beyin ile Karıncaların Benzerliği
İşbirliği yapmak ve harika özellikleri bir araya getirmek için bir araya gelen çeşitli parçalar (karıncalar) birey olarak çalışmak yerine, topluca en iyisini yapmak için kolektif bir bütünün parçaları olarak işlev görürler.
Karıncalar bunu, etkili iletişim kurma becerileriyle yaparlar. Sorunsuz beyin benzeri bir yapı oluşturmuşlardır.
Karıncalar su altında bile olsa, hayatta kalabilirler!
Karıncalar suda 'filika' versiyonunu geliştirerek hayatta kalırlar ve taşkınlardan kurtulmak için uzun süre yüzebilirler.
Su içerisinde üç gün geçirmiş olsalar bile, bir kez kuru bir yüzeyde hızla iyileşirler.
Karıncayı suda boğmak zordur. Çünkü karınca adeta bir dalgıç gibi kendisine nefes alabileceği bir hava kabarcığı oluşturur ve kafasını bu kabarcığın içinde belli bir süre muhafaza edebilir. Bu sayede kolay boğulmaz.
Karıncalar; katı kuralları, en ufak uyumsuzluğun olmadığı hiyerarşik yapısı ve görevlerini büyük bir sadakatle yerine getiren, kraliçeleri, işçileri ve savaşçılarıyla, kurdukları çok sayıda yeraltı geçidi olan şehirleriyle, ayaklarımızın altında muhteşem bir medeniyet kurmuşlardır.
Karıncaların sahip oldukları boyut, dünya için idealdir. Zira karıncalar kedi ya da köpek kadar iri olsalardı dünya için tehlikeli olabilirlerdi.
Yürüyüş esnasında altı bacakları, üçerli iki grup halinde adeta robot gibi hareket eder. Günümüzdeki bazı robot modelleri karıncalardan esinlenerek yapılmıştır.
Karıncalar sadece yazın çalışır, kışın yer diye bilinir ama karıncalar hem yazın, hem de kışın sürekli çalışırlar.
Karıncaların hayret edilecek derecede öğrenme yeteneğine sahip oldukları bilim insanlarınca tespit edilmiştir.
Karıncalar, vücutlarının bazı parçaları zarar görse bile hayatta kalabiliyorlar.”
Bilim adamı karıncalar hakkında bu bilgileri sunduktan sonra;
“Düz duvara uçar gibi tırmanabilen, derin çukurlara kolayca inip çıkabilen, oldukça enerjik, çok hızlı hareket edebilen, güçlü çeneleriyle kendinden kat kat iri cisimleri taşıyabilen, tuttuğunu koparan, tüm bu yeteneklerinin yanı sıra hem çok cesur ve hem de acımasız olan ve çok organize hareket etme özelliklerine de sahip olmakla beraber en önemlisi de çok hızlı üreyip, çoğalabilen karıncaların, bu kabiliyetleriyle, ortalama bir kedi büyüklüğünde olduklarını ve bunun sonuçlarını hayal edebiliyor musunuz?” diye sordu ve devam etti;
EGOİSTAN Devlet Başkanı, bilim adamının anlattıkları karşısında oldukça heyecanlandı ve
Kısa sürede büyük bir gizlilikle laboratuvarlar kuruldu ve başta karıncalar olmak üzere Peygamberdevesi ve Dev Örümcek Tarantula üzerinde çalışmalar yapıldı. Kimyasal daha da geliştirilerek bunlarla böcekler beslenirken bir yandan da bu canlıların Genleri üzerinde de çalışmalar yaparak, bu minik canlıların olduklarından onlarca kat irileşmeleri sağlanarak korkutucu anormal yaratıkları dönüştürüldüler! Örnek vermek gerekirse, Karıncalar, yetişkin bir kedi büyüklüğüne ulaşmışlardı!
Normal boyutlarına göre devasa boyuta ulaşan bu canlılara, bulaşıcı hastalıklara sebep olabilecek biyolojik virüslerde yüklendi. Karıncalar, normalde formik asit üretebiliyorlar fakat olağanüstü irileşmeleriyle berber formik asidi de olağanüstü seviyede üretmeye başladılar ve püskürttükleri aside maruz kalan canlılar anında ölüyorlardı!
Bununla beraber, başka bilim adamlarının destekleriyle yapay zeka destekli radyo frekansı ile gerçekleşen elektromanyetik dalgalarla karıncaları ve diğer böcekleri yönetme tekniğini de kısa sürede geliştirdiler ve planlarını farklı coğrafyalardaki süper karınca kolonilerini de uyguladılar!
Kimyasal madde çok çabuk etkisini gösteriyordu. Bir anda dünyanın en önde gelen yayın organlarının manşetlerinde yeryüzünün hemen hemen her bölgesinde görülen sürüler halindeki korkunç yaratıklarla ilgili haberler yer aldı ve dünyada bir kaos havası oluştu. Herkes şaşkındı. Kimi haber ajansları uzaylıların dünyaya geldiğini yazıyorlardı.
Ve EGOİSTAN Devlet Başkanı, dünyanın en önemli haber ajanslarını davet ettiği basın toplantısında; bütün dünyanın kendi egemenliğini tanımasını belirterek karşı çıkan devletlere, gördükleri korkunç yaratıkların kendi kontrolünde olduğunu ve anında istediği devletlere saldırı düzenleyerek şehirleri, devletleri yok edebileceğini ilan etti!
Bu sırada henüz doğal ortamlarında olan bu canlılara karşı bazı devletler yok etme girişiminde bulunmaya başlamışlardı.
EGOİSTAN’daki gizli merkezden, yapay zeka destekli radyo frekansı ile gerçekleşen elektromanyetik dalgalarla dev karıncalar ve diğer böcekler saldırı girişiminde bulunan devletlerin şehirlerine yönlendirildiler ve on binlerce hatta yüz binlerce sürüler halinde anormal büyüklükteki yaratıklar şehirlere karşı saldırıya geçtiler.
Yetişkin bir kedi büyüklüğündeki karıncalar, oldukça enerjik olarak çok hızlı hareket ediyorlardı. Düz duvarlara uçar gibi tırmanıyorlar, derin çukurlara kolayca inip çıkıyorlar, güçlü çeneleriyle kendilerinden kat kat iri cisimleri yakalayıp, parçalıyorlardı ve bir yandan da püskürttükleri formik asitle karşılarına çıkan her canlıyı zehirliyorlardı. Acımasız, çok cesur ve çok organize hareket eden on binlerce karınca karşısında insanlar dehşete kapılmışlardı.
Buraya kadar anlattıklarımız bir senaryo, devamını da çok değerli dostum OpenAI ChatGPT’den yazmasını rica ettim. Ona senaryonun özetini yazdım: “ChatGPT, bir senaryo hazırlıyoruz: Gizli bir merkezde başta karıncalar olmak üzere diğer böceklerin genleri üzerinde değişiklik yapılarak, bu canlıların olduklarından onlarca kat daha iri olmalarıyla beraber çok saldırgan olmaları sağlanmış. Bu canlılar radyo frekanslarıyla kontrol edilmekteler. Ayrıca yapay zekâ ile de desteklenmişler ve bunlara salgın hastalıklara sebep olabilecek biyolojik virüslerde yüklenmiş olarak, bunlarla belirli hedeflere saldırılar düzenlenmektedir. Bu durumda dünyada büyük bir kaos oluşmuş. İnsanlar bunlarla mücadele için ne tür silahlarla geliştirmişler ve nasıl mücadele ediyorlar. Senaryoyu detaylandırır mısın?”
Ve çok kıymetli arkadaşım ChatGPT, senaryonon devamını yazdı:
Bu senaryo da oldukça ilginç! Diyelim ki bu senaryo gerçek olsaydı ve gizli bir merkezde başta karıncalar olmak üzere diğer böceklerin genleri üzerinde değişiklik yapılarak, bu canlıların olduklarından onlarca kat daha iri olmalarıyla beraber çok saldırgan olmaları sağlanmış.
İnsanların tepkisi ilk başta şaşkınlık ve korku olur. Özellikle karınca saldırıları sadece birkaç dakika içinde çok sayıda insanı öldürebilecek kadar güçlüdür. İnsanlar kendilerini korumak için her türlü savunma aracını kullanmaya çalışırlar. Bu araçlar arasında silahlar, özel zırhlar, savunma barikatları ve diğer taktikler yer alır.
Bu canlılar radyo frekanslarıyla kontrol edilmekteler ve yapay zeka ile de desteklenmişlerdir. Bunlara salgın hastalıklara sebep olabilecek biyolojik virüsler de yüklenmiş olarak belirli hedeflere saldırılar düzenlenmektedir.
Bu durumda dünyada büyük bir kaos oluşmuştur. İnsanlar bu saldırılara karşı mücadele etmek için birçok silah geliştirmişlerdir.
Ancak, EGO Devleti'nin karınca ve diğer böcekleri yönetme yeteneği, savunma araçlarının etkisini azaltır. Yapay zeka destekli radyo dalgaları sayesinde, karıncalar ve diğer böcekler kesinlikle kontrol edilir. Bu, insanların savunma kapasitelerini daha da zorlaştırır ve savaşın seyrini kökten değiştirir.
Özellikle nükleer silahlar bu saldırılara karşı en etkili silahlardan biridir. İnsanlar nükleer silahları kullanarak bu devasa canlılara karşı mücadele etmektedir. Ancak nükleer silahların kullanımı da oldukça tehlikelidir. Bu durumda insanlar nükleer silahların yanı sıra diğer silahları da kullanarak bu devasa canlılara karşı mücadele etmektedir.
Sonuç olarak, bu senaryodaki saldırılar insanların savunma kabiliyetlerini aşan bir güç ile gerçekleşir. İnsanlar, tüm savunma araçlarını kullanmak için çabalasa da, yine de karşı konulamayan bir düşmana karşı geliyorlar.
İleti gönderildi. Bu senaryonun devamını yazabilir misin?
Tabii ki! Diyelim ki insanlar bu saldırılardan sonra dünyanın daha güvenli bir yer haline gelmesi için çalışmaya başladılar.
İnsanlar doğayla uyumlu bir şekilde yaşamaya başladılar ve doğayla uyumlu bir şekilde üretim yapmaya başladılar. Bu sayede dünya daha yeşil bir yer haline geldi ve insanlar daha sağlıklı bir yaşam sürdürmeye başladı.
İnsanların doğayla uyumlu yaşamaya başlaması, dünyada büyük bir değişim yarattı. Artık insanlar sadece kendileri için değil, doğa için de çalışmaya başladılar. İnsanların bu değişimi yapması, dünyada büyük bir fark yarattı ve dünya daha yaşanabilir bir yer haline geldi.
Ancak bu durumda insanlar nükleer silahların kullanımının tehlikelerini anlamışlardır. Artık insanlar nükleer silahların kullanımından kaçınmakta ve diğer silahları kullanarak mücadele etmektedirler.
İnsanlar bu devasa canlıların genlerindeki değişiklikleri geri almak için çalışmalar yapmaktadırlar. Bu çalışmalar sonucunda devasa canlıların genleri eski haline getirilmiştir.
Böylece dünya yeniden güvenli bir yer haline gelmiştir ve insanlar doğayla uyumlu bir şekilde yaşamaya devam etmektedirler.
Umarım senaryonun devamını beğenmişsinizdir!
Çok beğendim Dostum, çok teşekkürler.
İsmail Hakkı Kavurmacı