Büyük İskender (Lahit, İstanbul Arkeoloji Müzesi)
Ancak eğer biraz daha objektif bakılırsa, haritası çizilen ve İskender’in İmparatorluğu denilen yerler, aslında İskender’in, hayatı boyunca ‘Dünyanın sonuna’ ve ‘Büyük Dış Denize’ ulaşmak için çıktığı yolculukta, kısa süreli mola verdiği yerlerdir.
İskender'in, görkemli saraylarda, tahta oturup devlet yönetmek ve şehirler kurmak onun kişiliğine uygun işler değildi. O maceraperest bir seyyahtı. Gidecek yer kalmayınca, coşkusu söndü, enerjisi
Asıl adıyla III. Aleksandros veya yaygın adıyla Büyük İskender, Antik Makedonya Krallığı'nın MÖ 336 - 323 yılları arasındaki kralıdır. MÖ 356 yılında Pella'da doğdu ve 20 yaşında babası II. Filip'in yerine tahta geçti.
İktidarının uzun yıllarını, Güneybatı Asya ve Kuzeydoğu Afrika'da eşi benzeri görülmemiş büyük askerî seferlerle geçirdi ve 30 yaşına geldiğinde Yunanistan'dan Kuzeybatı Hindistan'a kadar uzanan antik dünyanın en büyük imparatorluklarından birini oluşturdu. Hükümdarlığı süresince girdiği hiçbir muharebede yenilmeyen Büyük İskender, pek çok uzman kişi tarafından tarihin en başarılı askerî komutanlarından birisi olarak kabul edilir.
Büyük İskender’in, olağanüstü denecek yaşamı hakkında yazılmış olan pek çok kitaptan biriside, Hollandalı Araştırmacı Yazar Jona Lendering’in Büyük İskender adlı eseridir. Bu kitaptan bir alıntı:
Babası II. Filip'in ölmesi üzerine 20 yaşında tahta geçen İskender, 11 Haziran 323 tarihinde Babil’de öldüğünde sadece 33 yaşındaydı. Ardında bıraktığı imparatorluk Nil Nehri’nden Himalaya’ya, Balkanlar’dan Hint Okyanusu kadar uzanıyordu. Ancak devlet yönetimindeki bazı tutumları, imparatorluğunda sonradan çok ciddi bir değişim ve dönüşüm yaratmıştır.
Bu kadar hacimli bir Kitap hakkında, başkaları belki pek çok eleştirel veya övücü şeyler yazabilir. Fakat ben, okumak için ayırdığım zamana üzüldüğüm bir kitap hakkında, şuan kısacıkta olsa bir şeyler yazmak için ayırdığım zamandan dolayı da üzgünüm
Konusu, klasik antik çağ ve orta çağ krallarının yaşamlarının ahlatıldığı kitaplarla hemen hemen aynı! Bu tür kitapların, sayfa sayısı itibariyle dörtte üçünde kanlı savaşlar anlatılır. Kaba güce sahip olanların, kral veya komutan olduğu o çağlarda, en önemli amaç, başka ulusların toprağını veya değerli mallarını ellerinden almak, zayıf insanları ve toplumları köle olarak kullanmaktır.
Makedonya’nın Başkenti Üsküp’te Büyük İskender Anıtı
Lafı uzatmadan, Büyük İskender hakkında birkaç şey söyleyeceğim. Öncelikle hakkında yazılmış olan bu kitabı okuduğumda, Büyük İskender hakkında, hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmeliyim. Kulaktan duyma bilgilerle önemli bir devlet adamı olduğunu sandığım İskender’in, yaşam tarzına baktığımda, O’nun, bir kral veya devlet adamı gibi değil, maceraperest bir silahşor gibi davranışlar sergilediğini gördüm.
Enerjik hatta hiperaktif bir genç olan İskender, yirmi yaşında babasından miras kalan Krallık tacıyla oldukça etkileyicidir. Bedenen kuvvetli olmakla beraber dönemin silahlarını da çok iyi kullanabilen, Yakışıklı Genç İskender, insanları amacına yönelik ikna etmek, yönlendirmek ve yönetmek konularında da üstün bir yeteneğe sahipti.
Gravür, Fransız gravürcü ve illüstratör Charles Laplante tarafından yapılmıştır. ARİSTO İSKENER
Genç, heyecanlı, dinamik ve çok cesur olan Kral İskender, maceraperest ruhludur. Gençliği, hitabeti ve coşkusuyla, Makedonlar ve Yunanlılardan oluşan, kendisi gibi cesur ve coşkulu bir ordu kurmayı başardı ve ordusuyla Makedonya’dan harekât etti. Ege ve Akdeniz sahillerindeki, pek çoğunun düzenli ordusu bile olmayan şehir devletlerinin bazılarını savaşarak ele geçirdi bazıları ise mukavemet göstermeden teslim oldular. Ancak bunların, Kral İskender için hiçbir kıymeti yoktu. O, daha heyecan verici maceralar peşinde olan bir seyyahtı.
Ele geçirdikleri şehirlerden, erzak ve takviye insan gücü edinerek yolcuğuna devam etti. Gittiği her yere hayran oluyordu ama hayranlığı kısa sürede sönüyor ve yola devam ediyordu. Mısır’a, ardından Hindistan’a ve en son, en büyük isteği ve hayali olan Pers İmparatoru Darius’un ordusuyla karşı karşıya geldi.
Pompei'de bulunan, Büyük İskender'in Pers hükümdarı III. Darius ile yaptığı İsos Savaşı'nı temsil eden mozaikten bir kesit
Makedonya ile Pers İmparatorluğu arasında binlerce kilometre olmasına rağmen Makedonya’da Darius’u bilmeyen yoktu. Çünkü Persler hakkında; kimi seyyahların anlattıkları, kimi de hayali birçok hikâye ve efsane, Yunanlılar ve Makedonlar arasında yıllardan beri anlatılagelmekteydi.
Ve maceraperest genç Kral, Darius’un Ordusunu bozguna uğrattıktan sonra, Babil’in muhteşem sarayına, zafer kazanmış muzaffer bir kral olarak girdi. Fakat coşkusu kısa sürede söndü. Çünkü maceraperest ruhunu heyecanlandıracak başka bir şey kalmamıştı.
Artık ne savaşmayı arzuladığı bir düşman, nede heyecanla, coşkuyla gitmek istediği bir yer kalmamıştı.
İskender'in, görkemli saraylarda, tahta oturup, devlet yönetmek ve şehirler kurmak onun kişiliğine uygun işler değildi. O maceraperest bir seyyahtı.
Gidecek yer kalmayınca, coşkusu söndü, enerjisi kayboldu ve savaş kazanmış mağrur genç bir kral olarak girdiği sarayda, henüz 33 yaşındayken yaşama gözlerini yumdu.
Antik Yunan tarihçisi Diodorus Siculos'un verdiği bilgilere dayanılarak 19. yüzyılda resmedilen, Büyük İskender'in cenaze töreni
Kitapta, “İnsanlığı Yunanlar ve barbarlar olarak sınıflandırdığı” belirtilmekte. Fakat yolculuğu boyunca, ke Ege ve Akdeniz bölgelerinde, Mısır ve Hindistan’da ve son olarak Babil’de karşılaştıkları medeniyetler karşısında, askerlerinin ve bizzat İskender’in ne derece hayranlık duydukları ilgili bilgiler, kitapta çokça yer almaktadır.
Sadece yağmalamak amacıyla, haydutlar gibi onlarca şehre saldıranlar mı barbar nitelemesine uygun, yoksa o günden, günümüze kadar ulaşan, tarihsel ve sanatsal eserleri oluşturanlara mı?
Makedonya’dan Babil’e, Hindistan Mısır’a, kadar oldukça geniş bir alanda, İskender’in İmparatorluk kurduğu hususunda bilgiler ve bu imparatorluğun sınırlarını gösteren haritalar, neredeyse bütün tarihi kaynaklarda yer almaktadır.
İskender'in İmparatorluğu olarak resmedilen bir harite (Aslında bu İskender'in yol haritasıdır
Ancak eğer biraz daha objektif bakılırsa, haritası çizilen ve İskender’in İmparatorluğu denilen yerler, aslında İskender’in, hayatı boyunca 'Dünyanın sonuna' ve 'Büyük Dış Denize' ulaşmak için çıktığı yolculukta kısa süreli mola verdiği yerlerdir.
İskender’in, 13 yıllık krallık döneminin büyük bir bölümü, yolda yani yolculukta geçmiştir. Haritadalar da İskender İmparatorluğu olarak belirtilen yerler, İskender’in yolculuğu sırasındaki yol güzergâhı ve çeşitli sebeplerden savaştığı ve kısa süreliğine hâkimiyet kurduğu bölgelerdir.
Binlerce yıl önce yaşanmış olaylardan ve bir şahsiyetten bahsediyoruz. Eğer yazılanlar doğruysa, Büyük İskender’in bir devlet adamı olarak ne kendi ülkesine ve ulusuna nede insanlığa kayda değer bir eser bırakmadığını görmekteyiz
İsmail Hakkı Kavurmacı