Dr. Muhammed İkbal BAKIRCI
mikbalbakirci@hotmail.com
Batının kıskacında hürriyet
10/03/2020 Müjdelenmiş bir milletin yaşadığı topraklar, en az milleti kadar o müjdeden nasibini alır. Büyük yolculukların, büyük hedeflerin aşkına tutulup binlerce yıllık serüven yazan, İslam Medeniyeti'nin bayraktarlığını yapmış ve yapmakta olan Türk Milleti, yaşadığımız toprakları karanlıktan aydınlığa, zulümden hürriyete yeniden biçimlendirmiştir. Sevgili ülkem, Kirlenen kar tanelerinin beyazlığını, balçıkla sıvanan göğün maviliğini, gönül bahçesinde sararan solan yaprakların yeşilini özledik. Güneşi olmayan sabahlardan, ay ışığı kayıp gecelerden, suyu kurumuş derelerden söz eder olduk. Mazinin ihtişamını düşündükçe, yarına bıraktığımız enkaz; dağ gibi yüreğimize çöker, adeta bir serseri içimize girer oldu. Düş kırıklığı ve ümitsizlik ise başucumuzda oturur, inancın ağacına bir ateş gibi dokunarak ba's-ü ba'd-el mevt in inkılabına mani olurdu. Sevgili ülkem, sen konuşurken, kelimelerin ardında koca bir vaveyla var. Bilirim. Çığlık çığlığasın... Duyuyorum seni... Bil ki ben de; bir zamanlar sarsılmaz diye bilinen ruh dünyamın yangın yerinde kavruluyorum. Bir bebeğin cesedini kucaklayıp anlamsız bir biçimde sokağı baştan başa koşuyorum her gün. O bebekle göz göze geliyorum, bir meleğin kucağına teslim ediyorum. Minnacık göğsünden kocaman bir kurşun yemiş, sararmış, solmuş... Sevgili ülkem karanlıkta gölgemi arıyorum. Lakin üzülme sakın. Kurtuluş şarkıları çalan bir müzisyen için; güz rüzgarına takılıp sararmış buğdayların eteklerine sarılarak el açıp yoktan var edene yalvaracak bir gece bulunur elbet. Kolay kazanmadık hürriyeti. Bundan sonrası da kolay olmayacak. Küçük bir incir ağacının gölgesinde soluklanıp sana sesleniyorum sevgili ülkem. Güneşi toprağından sökerek göğe diktiğimiz günleri unutma sakın. Biz Karakoç'tan, Kısakürek'ten, Asya'dan alıp semayı yıldızlarla işlerken batılılar kanlı elleriyle masumeyi saçlarından sürüklüyordu. Dinle. Varsın Apollo onların olsun, Hira bizim. İberya da bizim, Kurtuba da.Kurtuba sokakları bizim, sokaklarından gelen ses bizim, müzisyen bizim. İbn Rüşd bizim. İbn Rüşt'ün düşünce dünyası bizim. Gökyüzüne İbn Firnas'ın gözüyle bakarız. Firnas bizim, gök bizim.Muhyittin İbn Arabi'nin nefesiyle ışıldarız. İbn Arabi bizim, o nefes de bizim. Zerkali'yi dinleriz, Buhari'yi dinleriz, Habib-i Neccar Camisi'nde buluşur, İstanbul'da Ayasofya'daki kardeşlerimizle aynı kıblenin kulu oluruz. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Medeniyet Şarkıları 1 - 25/07/2020 |
Sevgili ülkem, dünya bir medeniyetin şarkısını dinlemeye başladı. Yeniden söyleniyor. Zinderud bir şarkı… Zurvan bir beste… |
Hayrola, bu ne hal? - 13/05/2020 |
Hayrola millet... Bu ne hal? Efkarlı gördüm bugün sizleri... |
Çöl ve Toprak - 13/02/2020 |
‘’İnsanlık ruhun çölüne çıktı’’ diyor Sezai Karakoç… Ruh ki o insanın asli varlığıdır… |