Prof.Dr.Sedat KADANALI
skadanali@bursaobjektif.com
YOLUN BİTTİĞİ YER
04/01/2021 İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1987 yılında mezun olunca mecburi hizmet kura çekimi için Sağlık Bakanlığı’nın Sıhhiye’deki salonuna çağrıldık. Henüz dijital çağ olmadığı için sahnede bir komisyon var, bir torbadan isim çekiliyor ismi çıkan sahneye gidiyor ve diğer torbadan bir yer çekerek görevliye veriyor ve görevli gideceğiniz yeri okuyor. İsmim torbadan çıktığında sahneye çıktım, elimi torbaya attım çektiğim kağıdı görevliye verdim. Heyecanla bekliyorum, görevli okudu : ‘Şanlıurfa , Akçakale, Büyük Pekmezli Sağlık Ocağı Tabibliği’. Sahneden hemen inerek, arkadaşlarımızın açtığı büyük Türkiye haritasında çektiğim kura neresi diye bakıyoruz. Yaklaşık 35 yıl öncesi o kadar bozuk bir sistem var ki bazen hiç olmayan yerler kura torbasına giriyor, eğer böyle bir yer yoksa yeniden kura çektiriliyor. Tüm arkadaşlar haritaya baktık, ancak kurada çektiğim yerin adını haritada göremedik. Yeniden kura çekeceğime sevinerek sahneye böyle bir yer yok itirazı için giderken yolun yarısında bir arkadaş seslendi, ‘gel, buldum’. Meğer sınırda bir yer olduğu için haritada Suriye sınırı içine yazılmış ondan görememişiz. Tayin yazım gelince Kasım ayının son günlerinde Şanlıurfa’ya, oradan Akçakale’ye gittim. Bir Cuma günü idi, yolda minibüsün lastiği patladı ve saat 16:00 gibi Akçakale’de olabildim. Kaymakamlığa uğradım, koltuğuna gömülmüş depresyonda bir kaymakama kendimi tanıttım, hoş geldiniz dedi. -Kaymakam bey, görev yerim Pekmezli köyü uzak, başlayış yazımı burada yazsam olur mu ? -Olur, yazın kaleme bırakın Kaleme geçtim eski bir daktiloda yazdım; ‘Sayı:1/1 Ocağımız tabipliğine atananan Dr.Sedat Kadanalı görevine başlamıştır. İmza Dr.Sedat Kadanalı’ Başlama yazımın bir nüshasını da sağlık ocağında ki dosyaya koymak için alarak kaymakamlıktan ayrıldım. Pekmezli köyüne ancak gece saat 02:00 de giden posta minibüsü ile gidilebildiğini ve o ana kadar atanan ilk doktor olduğumu da öğrendim. Hafta sonu Şanlı Urfa’da kalıp Pazartesi döneyim diye düşündüm. Dışarı çıktığımda saat 17:00 yi biraz geçiyordu, Kasım ayı olduğu için hava erkenden kararmıştı. Ancak sokaklarda hiç kimse yoktu, her taraf kapalıydı ve kasaba derin sessizliğe bürünmüştü. Şanlı Urfa’ya nasıl döneceğimi soracak bir insan bile göremedim. Kasaba dışına 100-200 metre yürüyerek otostopla Urfa’ya döneyim diye düşündüm. Ana yolda geçecek bir araç için beklemeye başladım, hava iyice karardı, zifiri karanlık oldu. Neredeyse bir saat bekledim hiçbir araç geçmedi, ne de bir insan var. O yıllar PKK terör eylemleri yeni Harran’da başlamış, zaten Akçakale’ye gelirken içimde bu korkuda var. Dağın başında, karanlıkta çaresiz beklerken uzaktan ayak sesleri duydum, irkildim. Ya gelenler teröristse ne yaparım, kendi mi nasıl korurum, içgüdüsel olarak kendimi savunmak için yeden bir taş aldım. Adımlar giderek yaklaşıyor, zifiri karanlık görmeme imkan yok, ancak yanıma 1-2 metre yaklaşınca parlayan gözlerini gördüm, o da beni gördü ve bağırdı. - Sedat , ne işin var senin burda? - Erhan, sen misin? Bu şartlarda, en umutsuz anda tanıdık birini görmek ne büyük bir mutluluk ve rahatlama oldu, anlatamam. Gelen kişi mühendis bir arkadaşım Erhan Bayraktutan 'dı. -Ben buraya mecburi hizmet için bugün geldim, senin ne işin var? -Ben de 1 ay önce buraya atandım, memlekete gitmiştim bu gün daha yeni geldim. -Ben de başlayışımı yaptım, hafta sonunun Urfa’da geçireyim diye dönüyordum. Erhan güldü: -Burada hayat saat akşam 5 te biter, dönemezsin, benim lojman var, akşam bende kalırsın. Ben de yemek yemeğe Jandarma garnizonuna gidiyorum, yeni geldim burada yemek yiyecek başka bir yer yok, beraber gidelim. Erhan’la beraber Jandarma Birliğine gittik, onu tanıyorlar bizi içeri aldılar, jandarma gazinosunda yemek olarak yalnızca bir porsiyon sucuklu yumurta kalmıştı, onu beraberce yedik ve lojmana döndük. Sabah olunca Akçakale’yi gezdim ve gördüm ki benim otostop yaptığım yer Suriye dikenli sınır tellerinin 100-200 metre ilerisi zaten araç gelme ihtimali olmayan bir yerde, yani yolun bittiği yerde saatlerce otostop için beklemişim. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
OLMANIZ GEREKEN YERDESİNİZDİR - 03/09/2022 |
Hayatımızda tesadüflerin yeri yoktur. |
HANIM MEMLEKETTE - 12/08/2021 |
Yaz tatili sonrası Bodrum’dan dönüyoruz, havaalanı transferi için bir araç çağırdım. Yolda şoför ile sohbete başladık; |
Çanakkale Zığındere Sargıyeri Şehitliği - 14/06/2021 |
Sargıyeri Sahra Hastanesi, 28 Haziran 1915 gecesi İngiliz ve Fransızlar tarafından bombalanmış, aralarında İngiliz ve Anzak yaralılarında bulunduğu 18.000 asker hayatını kaybetmiştir. |
YOU ARE MY GOD - 20/05/2021 |
14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle daha önce yazdığım bir yazımı tekrar paylaşmak istedim. |
DERSİ KİM ANLATMALI - 24/04/2021 |
Peş peşe iki vaka olunca bir literatür araştırması yapayım dedim ve gördüm ki o zamana kadar gebelik ve şarbon olarak dünyada bildirilmiş dört vaka olmuş. |
NE ZAMAN HOCA OLDUĞUNUZU HİSSEDERSİNİZ? - 14/02/2021 |
Dün 2.doz Covid-19 aşımı yaptırmak için Göztepe Medeniyet Üniversitesi Hastanesi’ne gittim. |
ÇİN AŞISI SİNOVAC BİLİMSEL VERİLERİ - 04/12/2020 |
Ancak araştırıcılar bu düşük antikor titresinde dahi aşı koruyucudur diyorlar, bunu 3 sebebe bağlıyorlar |
COVİD-19 PATOGENEZİNDE BİR IŞIK NÖTROFİL EKSTRASELÜLER TUZAKlar(NETs) - 17/04/2020 |
Gün geçtikçe Covid-19 patogenezini aydınlatan bilgiler çıkmaya başlıyor. Covid-19 pnomonisinde hipoksi ve ARDS ye giden süreçte değişik bir immun mekanizma olabileceği ortaya çıkıyor. |
Covid pandemisinde İSVEÇ NE YAPIYOR? - 12/04/2020 |
Toplu taşıma kesilmedi ama insanlara mecbur olmadıkça kullanmayın deniliyor. |
Devamı |