Filozof ve İmparator olan Marcus Aurelius diyor ki; “Hatırla ki mutlu yaşam çok az şeye bağlıdır!”

Çok doğru bir söz, değil mi?

Arzular ve ihtiraslar, aslında insanın özgürlüğünü kısıtlayan çok önemli etkenlerdir.

Çoğu zaman, elimizde olan imkânlardan faydalanıp mutlu olmak yerine, gözümüzü ufuklara dikerek, önümüzdeki çiçekleri görmezden gelip ezmekteyiz!

Marcus Aurelius’in veciz bir sözüyle yazıma devam edeceğim.

Marcus diyor ki “Atinalıların bir duası; ‘yağ, yağ sevgili Zeus, Atinalıların tarlalarına ve ovalarına!’ Bizde bu şekilde açık ve sade bir dille dua etmeliyiz!”

Hayatı, sade ve doğal yaşamak gerek! Mutluluk, sadelikte ve doğallıkta saklıdır!

Yaşam, çoğu zaman yoğun ve karmaşık bir hale alarak, adeta hırçın ve asi dalgalarının oluştuğu bir deryaya dönüşmektedir!

Sade, doğal ve dengeli yaşam formülünü uygulayan insanlar, bulanık deryanın uzağında dupduru bir denizde hafif dalgalara teslim olmuş bir vaziyette, sessiz-sakin, mütevazı ve huzurlu olarak yaşam yolculuklarını sürdürmektedirler

Tolstoy diyor ki; “Sadeliğin, iyiliğin ve gerçeğin olmadığı yerde yüce şeylerden söz edemeyiz.”

Dünyanın en önemli yazarı ve düşünürleri arasında yer alan Tolstoy’un, yaşama ve sevgiye dair çok anlamlı birkaç sözünü paylaşacağım; 

Birini sevdiğiniz zaman o kişiyi olduğu gibi seversiniz, olmasını istediğiniz kişi olarak değil.

En güçlü savaşçılar, sabır ve zamandır.

Güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir.

Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun.

Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor da kimse kendini değiştirmeyi düşünmüyor

Bil ki yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; ne yaşattıysan, elbet bir gün onu yaşarsın.

Sadelik, iyilik ve doğruluk olmayan yerde büyüklük yoktur.

Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder de, kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez.

Kimseyi küçümseyecek kadar büyük değilsin. Çünkü gün gelir; küçümsediğin her şey için önemsediğin bir bedel ödersin.

İnsanlara ne kadar bağlı kalırsanız kalın, ne kadar iyilik yaparsanız yapın, yine de değeriniz bilinmez.

Yapmacıklık, ne şekilde olursa olsun en akıllı, en sağgörülü adamı bile kandırabilir.