İsmail Hakkı KAVURMACI
bursaobjektif@bursaobjektif.com
Türkiye’nin Nükleer Enerji ve Nükleer Silah Çalışmaları
12/04/2024 Türkiye'nin Nükleer Silahı Var mı?Bazı devletlerin istihbarat servisleri ve uluslararası bazı yayın kuruluşları, Türkiye’nin, kendi yaptığı nükleer silah olduğunu iddia ediyorlar. Öncelikle nükleer silahlara sahip olan ülkelere bir göz atalım: Yeryüzünde en çok nükleer silaha sahip olan ülkeler: Amerika Birleşik Devletleri, Rusya Federasyonu, Çin, İngiltere ve Fransa; bunlar, aynı zamanda Birleşmiş pardon ‘Birleşmemiş veya Birleşememiş’ Milletler Örgütü’nün de beş daimî üyesi olan ülkelerdir. Yani yeryüzünün, seçilmemiş zorba efendileridir bu devletler. Birleşmemiş Milletlerin kayıtlarına göre, gözlemci ülke statüsünde bulunan Vatikan ve Filistin de dahil olmak üzere yeryüzünde 208 ülke bulunuyor. Fakat birleşmiş denilen aslında Birleşmemiş Milletler Örgütünde iki yüz küsür devletin ortak aldıkları bir kararı, eğer bu beşliden herhangi birisi onaylamazsa, alınan kararın hiçbir hükmü olmaz. Konumuza dönersek, yukarıda da belirttiğimiz gibi dünyada en büyük nükleer güce, yani nükleer silahlara, yine bu beş ülke sahiptir. Günümüze kadar, nükleer silah bir kez kullanıldı. Bilindiği üzere, bu beş ülkeden birisi olan ABD, İkinci Dünya savaşında Japonya’nın iki şehrine atom bombası atarak, iki yüz binden den fazla insanın ölümüne ve yüzbinlerce insanında yaralanmasına sebep olmuştur. Bu ülkeler dışında; Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore’nin de nükleer silahları olduğu, resmi kayıtlara geçmiştir. İsrail’in ise, resmi kayıtlara geçmemiş olmasına rağmen nükleer silahı olduğu herkes tarafından biliniyor. Almanya, Türkiye, İtalya, Hollanda ve Belçika’da NATO kapsamında nükleer silah bulunuyor fakat bu silahlar, Amerika Birleşik Devletleri'ne aittir. Dolayısıyla Amerika’nın izni olmadan, bu ülkelerin, ülkelerindeki nükleer silahları kullanmaları mümkün değildir. Türkiye’nin nükleer teknoloji çalışmaları, 5 Mayıs 1955 tarihinde; Amerika Birleşik Devletleri ile imzalan, Barış İçin Atom Programı anlaşmayla başladı. Barış İçin Atom programı çerçevesinde 60’a yakın Türk bilim insanı, başta ABD olmak üzere yurt dışındaki üniversite ve nükleer araştırma merkezlerinde eğitim görmüş ve araştırma yapmıştır. Bu bilim insanlarından birisi de Modern Türkiye'nin ilk ve önde gelen Matematikçilerinden olan Profesör Orhan Hamdi Alisbah’dır. Profesör Orhan Hamdi Alisbah, Einstein araştırmalar yaptığı, Princeton Üniversitesi'ndeki İleri Araştırmalar Enstitüsü'ne davet edildi. 1956 yılında Pennsylvania Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olan Profesör Orhan Hamdi Alisbah, ünlü bilim insanı Einstein’le geliştirdiği dostluk sayesinde nükleer enerji alanındaki her gelişmeyi yakından takip etti ve Türkiye döndüğünde bilgilerini, buradaki ilgili birimlerle paylaştı. 1956 yılında Türkiye'nin radyasyon ve nükleer enerji politikalarına yön vermek üzere, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu kuruldu. Bu Kurum, 28 Mart 2020 tarihinde kapatılarak, görev ve yetkileri Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumuna devredilmiştir 1957 ve devam eden yıllarda İstanbul’da Çekmece Gölü kıyısında Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi ve Ankara’da Ankara Nükleer Araştırma ve Eğitim merkezi kuruldu. Türkiye'nin nükleer silah yapma teknolojisine sahip olduğu ve kendi atom bombasını yaptığına dair, ulusal ve uluslararası yayın organlarında yer alan bazı iddialar: İddialara göre, nükleer araştırma merkezlerinin kurulmasından sonra, başta Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve üniversiteler dahil olmak üzere pek çok kurumdan gelen uzmanlardan oluşan bir ekiple, askerlerin öncülüğünde nükleer silah yapmak için gizli araştırmalar başlatıldı. Türkiye, Pakistan'la Ortak Nükleer Silah Yaptı Pakistan nükleer silah projesini, 1976’da başlattı. Projenin başında Prof. Dr. Abdulkadir Han bulunuyordu. Büyük bir gizlilikle yürütülen proje gerçekleştirildi ve Pakistan dünyanın 7'nci nükleer gücü olmayı başardı. Resmi kayıtlara göre Pakistan, nükleer silaha sahip tek İslâm ülkesi. Ve çok daha güçlü bir iddia: Almanya Federal Haber Alma Servisi BND: Türkiye’nin Kendi Yaptığı Atom Bombası var! Eylül 2014’te Alman basını Türkiye’nin, büyük bir gizlilikle, nükleer silah programı yürüttüğünü öne sürdü. Almanya’nın önde gelen yayın kuruluşlarından DİE Welt gazetesinde; Almanya Savunma Bakanlığı'nın eski üst düzey yöneticilerinden Hans Rühle imzasıyla, 22 Eylül 2014 tarihinde “Türkiye, gizlice atom bombası üzerinde mi çalışıyor?” başlıklı bir makale yayınlandı. Hans Rühle’nin makalesinden birkaç paragraf: “BND Ankara'yı gözetliyor: Bunun nedeni, görünüşe göre, Türklerin gizlice üzerinde çalıştıkları bir nükleer silah programı olabilir. İkinci dereceden kanıtlar zinciri, yakıt çubuklarından orta menzilli füzelere kadar uzanıyor. İran'ın nükleer programı konusundaki anlaşmazlık ve Kuzey Kore'nin nükleer silah denemeleriyle ilgili provokasyonları düzenli aralıklarla haberleri meşgul ediyor. Fakat Türkiye'nin nükleer silahlar üzerinde de çalıştığı gerçeği kamuoyunda pek tartışılmıyor. Öte yandan Batılı istihbarat topluluğu bu konuda büyük ölçüde hemfikir. Alman Federal İstihbarat Servisi'ne göre, Türkiye Başbakanı Erdoğan, 2010’da gizlice uranyum zenginleştirme tesislerinin yapılması emrini verdi. Diğer istihbaratlara göre, Türkiye'nin zaten önemli sayıda santrifüjü var. En azından nereden geldiklerini tahmin edebiliriz: Pakistan. Türkiye, Pakistan’ın Nükleer Silah Yapmasına Yardım Etti Türkiye, 1980'lerde Pakistan'ın nükleer silah programının oluşturulmasına yardım etmişti. O dönemde açıktan temin edilemeyen birçok komponent Türkiye üzerinden Pakistan'a sevk ediliyordu. Bu nedenle, istihbarat teşkilatlarının iki ülke arasında hala canlı bir nükleer bilim alışverişi olduğunu bildirmesi şaşırtıcı değildir. 00000 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Aralık 2011'de ülkesinin silah endüstrisine uzun menzilli füzeler geliştirme çağrısı kamuoyunda büyük bir heyecan yarattı. İki ay sonra, görünüşe göre Türkiye orta menzilli bir füze geliştirmeye başladı. Orta menzilli füzeler, düşük isabet oranları ve yükleri nedeniyle yalnızca kitle imha silahları için uygundur. Bunları üretme programı, devam eden bir nükleer silah programının, güçlü ve çok güçlü bir göstergesidir. Halihazırda kurulmuş olan nükleer güç İsrail ve yeni ortaya çıkan nükleer güç İran göz önüne alındığında, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, büyük bir güç olan Türkiye vizyonunu gerçekleştirmek istiyorsa, ülkesini nükleer silahlarla donatmaktan başka seçeneği yok. Aksi takdirde, onun anlayışına göre, Türkiye ikincil öneme sahip olmaya devam edecek ve Erdoğan kesinlikle bununla yetinmek istemiyor.” Bu iddiaların ne derece doğru veya yanlış olduğunu, şu an sadece Türkiye’nin en üst düzey yöneticileri biliyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Biz şuanda çalışmamızı yürütüyoruz." Cumhurbaşkanı konuşmasında nükleer silah konusunda şunları söyledi: “Değerli Kardeşlerim, her şey iyi güzelde birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var, bir tane, iki tane değil, ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın; ben bunu kabul etmiyorum. Şu anda dünyada gelişmiş ülkeler içerisinde neredeyse nükleer başlıklı füzesi olmayan ülke yok, hepsinde var. Bize de ne diyorlar? Sakın ha sen yapma. Ve yanı başımızda İsrail, var mı? Var ve bütün her şeyiyle onunla korkutuyor. Değerli Kardeşlerim, Biz şuanda çalışmamızı yürütüyoruz.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri, Türkiye’nin nükleer silahı olduğuna dair iddiaları güçlendirdi. Bir başka iddiada; Rusya Nükleer Silah veya Nükleer Silah Teknolojisi Verdi “Akkuyu Nükleer Enerji Santrali inşa eden Rusya Federasyonu, enerji santrali kapsamında gizlice Türkiye’ye nükleer silah veya nükleer silah geliştirme teknolojisini transfer ediyor.” Bazı uzmanlar, Akkuyu’nun atıklarından, yılda 10-15 nükleer bomba yapabileceği ve Türkiye'nin son dönemlerde orta ve uzun menzilli füze üretimindeki başarıları, nükleer başlıklı füze geliştirebileceği hakkında, özellikle batı kamuoyunda şüpheler oluşturduğunu söylüyorlar. Bu iddiaların inandırıcı olmadığını söylemek, tamamen yanılgı olur. Derler ya; ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz.’ Bütün bunların referans noktası, 70 yıldır süregelen Türkiye’nin nükleer teknoloji üzerine yaptığı çalışmalarıdır. Ayrıca Türkiye’yi, nükleer silah sahibi olmaya zorlayan hatta mecbur eden birçok faktör bulunuyor. Bunları, başlıklar halinde şöyle özetleyebiliriz: Büyük devletler, her geçen gün dahada saldırganlaşıyorlar: Büyük devletler ve güçlü silahlara sahip olan ülkeler, her geçen gün daha saldırgan davranışlar sergilemekteler. Yeryüzünde adalet terazisinin dengesi bozuldu. Güçlü olan zayıfı eziyor. Başta Birleşmiş Milletler Örgütü olmak üzere dünyada barışı hak ve hukuku savunan kuruluşlar, büyük ve güçlü devletlerin saldırgan davranışları karşısında aciz ve çaresiz kalmışlardır. Böyle bir durumda yeryüzündeki bütün devletler gibi Türkiye’de ulusal güvenliğini sağlamaya yönelik tedbirler kapsamında savunma sanayisini güçlendirmek için elinden geleni yapmaktadır. Bu kapsamda tehditten çok caydırıcılık amacıyla Türkiye’nin nükleer silaha sahip olma isteği ise elbette ki yadırganacak bir durum değildir. Türkiye'nin sınırdaş olduğu ülkelerde ve yakın çevresi olan bölgelerde, yıllardır savaşlar olmaktadır. Aynı sınırları paylaştığı, Irak ve Suriye’nin hali ortada. Yakın çevresinde ise, devam eden bir Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Gazze’de soykırıma yönelik, acımasızca saldırıları! Türkiye adeta bir ateş çemberinin ortasında bulunuyor. Bilgi Notu İnsanlık bindiği dalı kesiyor: Dünyada, yeryüzünü 15 kez yok edebilecek kadar nükleer silah bulunuyor! Nükleer teknoloji Uzmanları, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve diğer ülkelerde var olan nükleer silahların, Dünyayı 15 kez yok edebilecek seviyede olduğunu söylüyorlar. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün 2023 raporuna göre, dünyada 12 bin 512 nükleer savaş başlığı bulunuyor. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SİLAH; zenginlik ve güvenlik! SİLAH; yokluk ve korku! - 23/12/2023 |
SİLAH, Kimileri için zenginlik ve güvenliktir! Kimileri için ise yıkım ve korkudur! |
Cemal Paşa Hatıratı ve Osmanlı’nın Türk Milletine Külfeti - 24/09/2023 |
Hatıratı okuduğumuzda, bir zamanlar yedi düvele hükmeden Osmanlıların, hatıratın yazıldığı dönemde ise, hem siyaseten hem de askeri yönden, kahramanca ancak umutsuzca, yedi düvele karşı verdiği savaş, gözlerimiz önünde canlını verdi. |
Her İnsanın Yaşamında Bir Duraklama Devri Olur! - 01/09/2023 |
“Allah'ım, Bana değiştirebileceklerimi değiştirmek için cesaret ve kuvvet, değiştiremeyeceklerimi kabullenmek için sabır ve sükûnet, ikisi arasındaki farkı anlayabilmek için de akıl ve basiret ver!” |
Küresel Güçlerin Gözü, T.C. Cumhurbaşkanlığı'nda! - 07/04/2023 |
Bu seçimler, Türkiye'nin geleceği açısından son derece önemlidir ve sadece Türk halkını değil, tüm dünyayı yakından ilgilendiriyor. |
Az kork, çok umut et; az ye, çok çiğne; az homurdan, çok nefes al; az konuş, çok anlat; az nefret et - 23/02/2023 |
Bakınız yüzyıllar önce yaşamış bir bilge insan ne diyor; “Tüm insanlık bir ailedir!” Bu sözünün devamında da “Tüm evrenin yararına olan, onun bir parçası olduğun için senin de yararınadır” diyor |
Yüzyılın Destanını Başlatan Kahramanlara - 18/02/2023 |
ŞUAN MİLLETİMİZ; CEDDİMİZ OSMANLININ, YÜKSELİŞ (ŞAHLANIŞ) DÖNEMLERİNE BENZER BİR DÖNEM YAŞAMAKTADIR |
Sıradışı Çalışanlar - 11/09/2022 |
her gün mesailerini +1’lerle tamamlama başarısı göstererek takdir, tebrik ve teşekkürü hak ederler! |
Bir ilkbahar günü gibiyim, saatim saatime uymuyor hiç.. - 13/07/2022 |
Işıl ışıl, sevinçli ve umut doluyken, bir anda güz sessizliği hüznüne bürünüyor yüreğim.. |
Ve işte o meşhur formül! - 29/06/2022 |
Güzel bir gün ve konforlu bir ortam.. Bu güzelliğin keyfini çıkarmaya hazırlanırken, bilgisayarımı açtım ve bir arkadaşımın hikâyesinde paylaşmış olduğu fotoğrafın üzerindeki yazıyı okuyunca.. |
Devamı |